Askerlik Anıları (Bir gün Yine Bizim Yüzbaşıyı Fırçalarken...)

[mbirol]

Detaylara sonra girerim
Kısadan yazayım. 550 gün, 18 ay askerlik yaptım. Gariban çocuğu olarak gityim askere, 1 otobüs bileti diyebiliriz. En uzun yolum İzmir Antalya olmuştu o güne kadar. Acemi birliği Sivas 48 piyade alayı. Git git yol bitmedi. İlk defa tek başına bir yolculuk. Otobüsten şehir otogara girmeden indirdi şehir girişinde. Sabah indik, dedi şöför otogarda inerseniz imbizatlar alır sizi. Gezin dolaşın sonra teslim olun. 3-5 saat turladı 2 kişi otobüs arkadaşı. Bir yemek yedik. Çay içtik, çaya şeker attık güldüler bize, şeker erimiyor (kıtlama yı orada duyduk) sonra sıfır numara traş. Ben benden geçtim.
Nizamşye den girdik bekliyoruz ziyaret yerinde bizi alacaklarmış biri gelip. İçeriden bağırma sesleri. 1-2-3-4 1-2-3-4 bu ne loop dedik. Gördük neymiş.
Aldılar biz kuşları 15-20 kişiyi, adamlar dağ gibi dizilmiş üniforma dağından atıyor sana bir paket üniforma. Birde makara yapıyorlar, kaç beden giyersin diye, bedeni söyletene la S.... Kkktt git, haaahhaha. Ben ilk defa bu kadar çaresiz, bu kadar itaatkar, bu kadar salak oldum.
Bitmez bu muhabbet. Ama giriş böyle oldu.1967/2 Tertip 48 piyade alayı, Çavuş talşmgah taburu özel bölük, kıta istikamet takımı. Sivas selvi ağaçları altında tatil başladı

Bu arada hep derdim ben askere gidince Orduevin de askerlik yapacağım diye. Annem derdi senin ne torpilin var da orduevi e gideceksin. 14 ay İstanbul Kalender Orduevin de askerlik yaptık teknik onbaşı, Çavuş olarak. Nasip buymuş. Acemilikte onbaşı ya, komutanım çekerken, Yüzbaşı dan alttaki e Selam vermedik sonrasında.
Ha, Adem aga, valla acemi birliğinde çok sıra dayağı yedik. Neden yediğimizi de soramazdık, dayaktan sonra söylerlerse bilirdik. Orduevin de bir kere tokat yedim, orduevi de teknik Kıdemli Başçavuş tan. Yetti artı oda. Tokatta çok acıtan, gurur du o an

 

[mbirol]

Üstad o alan şu anda boş olarak duruyor.Buca belediyesi yeşil alan yapmak istiyor ama baştakiler yeşil alana izin vermiyorlar,büyük kısmını ticari alana çevirmeye çalışıyorlar.Bakalım sonuç ne olacak,bekliyoruz?Belki seçimlerde iktidar değişirse ancak o zaman belediyenin istediği gibi yeşil alan olabilir.

Hadi yeşil akan yada halka açık olsun da, illa beledşye mi olmak zorunda. Devlet demşryolları arazisini de beledşye istiyor. Yahu isteyeceğini mallığına, ortak proje öner, üret.

 

[mbirol]

askere gidip de kilo alıp dönen bi ben varım sanırım

Bende kilo almıştım, ölü yemekten helak olduk.

 

[mbirol]

Türkiye'de askerlik işi saçma ve boş. Genç nüfus fazla ordunun ihtiyacı yok zorunlu diye bir dünya adamı dolduruyorlar her dönem. Adam askerlik mi yapıyor hamallık mı belli değil. Bir an evvel profesyonel askerliğe dönmek lazım.

Artık değişti işler. Askerlik yok zaten. Tatile gidiyur millet, hafta sonu tatil. Paran varsa sanki içeride restorant var. Biz orduevi de bu rahatımız yoktu. Ölması gereken bunu Buda tartışılır.

 

[Murat ALA]

Artık değişti işler. Askerlik yok zaten. Tatile gidiyur millet, hafta sonu tatil. Paran varsa sanki içeride restorant var. Biz orduevi de bu rahatımız yoktu. Ölması gereken bunu Buda tartışılır.

Babam acemi eğitimini Malatya 2. Ordu Ulaştırma Er Eğitim Alayında usta birliğini de Doğubeyazıt 1. Mekanize Piyade komutanlığında yapmış. Acemiliği değil de ustalığında hem çok yorulmuş hemde sarılık geçirip hastalanmış bayağı çekmiş. Anlatıyodu sac kaçakçılarına giderdik emir gelmediği için bir şey yapmadan dönerdik diye. Yemekhaneye dünyanın eti gelirdi rütbeli subaylar aralarında pay edip kendi evlerine götürüyolarmış falan filan. Dede-torun işi çok yokmuş altları fazla ezmemişler onun zamanında.

 

[Tarık]

Bende kilo almıştım, ölü yemekten helak olduk.

At döner vardı meşhur bizde

 

[Adem Helvacı]

Detaylara sonra girerim
Kısadan yazayım. 550 gün, 18 ay askerlik yaptım. Gariban çocuğu olarak gityim askere, 1 otobüs bileti diyebiliriz. En uzun yolum İzmir Antalya olmuştu o güne kadar. Acemi birliği Sivas 48 piyade alayı. Git git yol bitmedi. İlk defa tek başına bir yolculuk. Otobüsten şehir otogara girmeden indirdi şehir girişinde. Sabah indik, dedi şöför otogarda inerseniz imbizatlar alır sizi. Gezin dolaşın sonra teslim olun. 3-5 saat turladı 2 kişi otobüs arkadaşı. Bir yemek yedik. Çay içtik, çaya şeker attık güldüler bize, şeker erimiyor (kıtlama yı orada duyduk) sonra sıfır numara traş. Ben benden geçtim.
Nizamşye den girdik bekliyoruz ziyaret yerinde bizi alacaklarmış biri gelip. İçeriden bağırma sesleri. 1-2-3-4 1-2-3-4 bu ne loop dedik. Gördük neymiş.
Aldılar biz kuşları 15-20 kişiyi, adamlar dağ gibi dizilmiş üniforma dağından atıyor sana bir paket üniforma. Birde makara yapıyorlar, kaç beden giyersin diye, bedeni söyletene la S.... Kkktt git, haaahhaha. Ben ilk defa bu kadar çaresiz, bu kadar itaatkar, bu kadar salak oldum.
Bitmez bu muhabbet. Ama giriş böyle oldu.1967/2 Tertip 48 piyade alayı, Çavuş talşmgah taburu özel bölük, kıta istikamet takımı. Sivas selvi ağaçları altında tatil başladı

Bu arada hep derdim ben askere gidince Orduevin de askerlik yapacağım diye. Annem derdi senin ne torpilin var da orduevi e gideceksin. 14 ay İstanbul Kalender Orduevin de askerlik yaptık teknik onbaşı, Çavuş olarak. Nasip buymuş. Acemilikte onbaşı ya, komutanım çekerken, Yüzbaşı dan alttaki e Selam vermedik sonrasında.
Ha, Adem aga, valla acemi birliğinde çok sıra dayağı yedik. Neden yediğimizi de soramazdık, dayaktan sonra söylerlerse bilirdik. Orduevin de bir kere tokat yedim, orduevi de teknik Kıdemli Başçavuş tan. Yetti artı oda. Tokatta çok acıtan, gurur du o an

Usta bir üsteğmen vardı, ben izne taktıktan sonra onlar da bana taktı çok fena (2 üsteğmendi de birisi mülayim adamdı)
Atışlarım iyi değildi benim usta, beceremezdim, askerlik boyunca 200 metre atışlarında 3 te 3 üm yoktur.
Haa desen ki ''G3 ile ne kadar atış eğitimi yaptın da 200 metrede başarısızdın?'' yahu zaten askerliğim boyunca attığım mermi sayısı 20 yoktur. Yoktur diyorum yahu.
Heriflerin elinde bir kargaburun, Nişangâh ayarı yapıyorlardı kargaburun ile, ateş et, olmadı, ayarlar, ateş et, olmadı, ayarla.
Yahu usta kum torbası üstünde destekli atıyorsun vuramıyorsun mümkün değil. Herifler demiyor ki suç bizim.
Mesela hiç kimse ''Ver bakayım şunu yahu nasıl vuramıyorsun bak ben nasıl da vuruyorum'' diye oraya benim silahım ile atış yapmış değil. Gerizekalı olan ben oldum.
Sonra ertesi gün içtimada bunu bahane edip bölüğün önüne çıkardı beni, bütün bölüğün önünde dövdü dövdü dövdü sonra ben yere düştüm yetmedi ben yerdeyken tekme attı beyefendi(!)

Adı Soyadı halen bendedir. Adı aklıma geldikçe Allahtan bela diliyorum kendisine.

Sonrasında başka mevzular da olunc aben anladım ki benim o izne takma mevzum bunlarda ciddi bir sıkıntı oluşturmuş, aklına gelebilecek her noktada yapabilecekleri her kötülüğü yaptılar. Bütün arkadaşlarım normal süresinde terhis olurken 15 gün de geç terhis ettiler ama aslında mahkemem halen devam ediyordu. Kaldı ki o 15 gün nedeniyle sonra 1 yıl hapis cezası vermişlerdi.

Geçti gitti de, neler aldı götürdü ben bilriim..

 

[osmanke]

Yahu ustalar demekki içinizde en zor askerliği ben yapmışım 3 ay acemi birliğim balıkesir ordonat okulunda geçti azda olsa zahmet çektik ama hiç atış yapmadan usta birliğine geldim tam atış talimgaha gittik marangoz arıyorlar bende o askere gitmeden 5 yıl mobilyacılık yapmıştım ben varım deyince alıp götürdüler gece eğitiminde kullanılan sıraları taşıyıp bazı parçaların vidaları çıkmış onları sıktım iş bitti bi daha,da ne atışa gittim nede sordular ama eğitim alanı varya acayip soğuk oluyor 10 yol izni ile evimden çok uzak olan yaklaşık 5km usta birliğim florya şenlikköy,e geldim burada,da tamda şimdiki gibi ramazan,a denk geldim burası 1, orduya bağlı dağıtım bölüğü idi her türlü malzeme deniz,kara ve tren yoluyla gelir bölükte istihdam edilir birliklere dağıtılırdı bölükte 50 adet askeri tır vardı ama hepsi arızalı malzeme almaya gidileceği vakit bakım onarım yapıp sadece 3 tanesini kullanırlardıyeni geldiğim için yerim belli değildi yaklaşık 2 ay kadar git oraya gel buraya geçti bu arada yemekhanenin aşçısı terhis oluyordu bölük çavuşu seni mutfağa alıyorum dedi ne kadar yok ben yapamam dediysemde anlatamadım neymiş ben temizliğe çok önem veriyormuşum karavanaları iyi yıkıyormuşum onun için beni seçmiş olusun,olmazsın tartışmaya başladık bana vurmaya kalkıştı ondan önce ben vurdum sendeledi ikinciye tekrar denemeye kalkınca diğerleri bunu tuttular gitmiş bölük komutanına şikayet etmiş kendisi antepli tatlıcılardan yarım dünya her hafta yalakalık olsun diye komutanlara bir tepsi kadayıf,baklava yapıp veriyordu baktım haftabaşı bölük iştimada dağıldıktan sonra bölük komutanı ikimizi,de çağırdı yanına gittik beraberken ikimize barışacaksınız dedi onu gönderdi bana sen kal dedi kaldım sen balıkesirdenmi geldin dedi evet dedim oradaki komutanınız kimdi diye sordu şeker yarbay dedim size selamı var komutanım dedim adam gerçektende şeker gibi askeri tutar ayrım yapmazdı bizim bu bölüğe geleceğimizi öğrenince 2 kişi geldik orada yüzbaşı mehmet bölük komutanınız olacak benden selam söyleyin diye tembihledi bende bu fırsattan istifade ilettim sonra bana dedi senin mesleğin ne mobilyacı olduğumu söyledim şimdilik kadro dolu sen şimdi biraz idare edecen aşçı terhis oluyor2 ay sonra yeni aşçı gelecek seninde elin,ayağın düzgün bu işlere yatkın idare et ben yapamam desemde yapabildiğin kadar idare ediceksin e ne yapıcan emir demiri keser aşçı gitmeden biraz günlük rutun olan şeyleri öğrendik ama varya o 2 ay bana sanki 2 yıl geldi o sıcak buharlı kazanların karşısında birde arkadaş benim vücudum alışkın değil sıcaktan kabarmaya başladı çavuşa söyledim bak böyle oldu bakbir hastalıksa herkese bulaşır sorumluluk kabul etmem dedim etekleri tutuştu gitmiş bölükte ne kadar subay varsa haber vermiş geldiler baktılar hemen revire bir yazı o zamanlar bölüün içinde bizde revir yok haydi trene in ordan zeytinburnu 1011 tank ağır bakıma baktı askeri doktor sen sıcaktan vücudun uyuz olmuş bir sıvı verdi hergün 2 sefer sürüp yıkanacaksın geldim bölüğe anlattım oların endişesi bölüğe kim yemek yapacak allahtan yeni gelecek aşçının gelmesine 10 gün kalmıştı ben dedim kimse yemek yapmasını bilmiyor içimizde en iyisi bölük çavuşu o nasılsa tatlıcı en ehli o tabii bu arada ben içimden kıs,kıs gülüyorum sen beni aşçı yaparsın,ha bende senden böyle intikam alırımdüşündüler hakkaten başka kimse yok ister istemez 10 gün mutfağa geçti benimde hastalık bitti yeni aşçı geldi birde arkasından marangoz terhis oldumu oh,oh yemede yanında yat onun yerine beni birde hataylı samandağlı memet diye bir arkadaşı atadılar o andan sonra zaten benim askerlik bitti sabah iştima yok içerde herhangi bir faaliyete katılmak yok iştima saatinden hemen sonra bölüğüm karşı tarafında bulunan cennet mahallesinde mobilyacıya gidiyoruz hesapta komutanların tamir yapılacak mobilyalarını tamir yapıyorduk olanlarda bizim için 1 saatlik işti hemen üzerimizi değiştirip sivilleri giyer nasıl olsa askeriz ya kartımızda var yol ücreti yok dur sen nereye gidiyorsun diyen yok istediğimiz yere giderdik birgün hiç unutmam büyükdereye arkadaşın akrabasını ziyarete gittik taa sarıyer o zamanlar kolay gidip gelinmiyor tabii geç kaldık inzibatlar yakaladı topkapıda bırakırsın,bırakmassın gittik beraber bölüğe bizim yüzbaşıda bizi tutardı sadece ona yalan söylemicen inzibata oğlum sen benim askerimi niye alıkoyuyorsundeyip bi güzel fırçaladı asker dayak yemişten beter oldu ağzına geleni söyledi bir daha,da benim askerlerimden birini alıkoyarsanız sizin askerliğinizi yakarım dedi bizim askerlik işte böyle çok zor geçti anlıyacağınız .

 

[Adem Helvacı]

Yahu ustalar demekki içinizde en zor askerliği ben yapmışım 3 ay acemi birliğim balıkesir ordonat okulunda geçti azda olsa zahmet çektik ama hiç atış yapmadan usta birliğine geldim tam atış talimgaha gittik marangoz arıyorlar bende o askere gitmeden 5 yıl mobilyacılık yapmıştım ben varım deyince alıp götürdüler gece eğitiminde kullanılan sıraları taşıyıp bazı parçaların vidaları çıkmış onları sıktım iş bitti bi daha,da ne atışa gittim nede sordular ama eğitim alanı varya acayip soğuk oluyor 10 yol izni ile evimden çok uzak olan yaklaşık 5km usta birliğim florya şenlikköy,e geldim burada,da tamda şimdiki gibi ramazan,a denk geldim burası 1, orduya bağlı dağıtım bölüğü idi her türlü malzeme deniz,kara ve tren yoluyla gelir bölükte istihdam edilir birliklere dağıtılırdı bölükte 50 adet askeri tır vardı ama hepsi arızalı malzeme almaya gidileceği vakit bakım onarım yapıp sadece 3 tanesini kullanırlardıyeni geldiğim için yerim belli değildi yaklaşık 2 ay kadar git oraya gel buraya geçti bu arada yemekhanenin aşçısı terhis oluyordu bölük çavuşu seni mutfağa alıyorum dedi ne kadar yok ben yapamam dediysemde anlatamadım neymiş ben temizliğe çok önem veriyormuşum karavanaları iyi yıkıyormuşum onun için beni seçmiş olusun,olmazsın tartışmaya başladık bana vurmaya kalkıştı ondan önce ben vurdum sendeledi ikinciye tekrar denemeye kalkınca diğerleri bunu tuttular gitmiş bölük komutanına şikayet etmiş kendisi antepli tatlıcılardan yarım dünya her hafta yalakalık olsun diye komutanlara bir tepsi kadayıf,baklava yapıp veriyordu baktım haftabaşı bölük iştimada dağıldıktan sonra bölük komutanı ikimizi,de çağırdı yanına gittik beraberken ikimize barışacaksınız dedi onu gönderdi bana sen kal dedi kaldım sen balıkesirdenmi geldin dedi evet dedim oradaki komutanınız kimdi diye sordu şeker yarbay dedim size selamı var komutanım dedim adam gerçektende şeker gibi askeri tutar ayrım yapmazdı bizim bu bölüğe geleceğimizi öğrenince 2 kişi geldik orada yüzbaşı mehmet bölük komutanınız olacak benden selam söyleyin diye tembihledi bende bu fırsattan istifade ilettim sonra bana dedi senin mesleğin ne mobilyacı olduğumu söyledim şimdilik kadro dolu sen şimdi biraz idare edecen aşçı terhis oluyor2 ay sonra yeni aşçı gelecek seninde elin,ayağın düzgün bu işlere yatkın idare et ben yapamam desemde yapabildiğin kadar idare ediceksin e ne yapıcan emir demiri keser aşçı gitmeden biraz günlük rutun olan şeyleri öğrendik ama varya o 2 ay bana sanki 2 yıl geldi o sıcak buharlı kazanların karşısında birde arkadaş benim vücudum alışkın değil sıcaktan kabarmaya başladı çavuşa söyledim bak böyle oldu bakbir hastalıksa herkese bulaşır sorumluluk kabul etmem dedim etekleri tutuştu gitmiş bölükte ne kadar subay varsa haber vermiş geldiler baktılar hemen revire bir yazı o zamanlar bölüün içinde bizde revir yok haydi trene in ordan zeytinburnu 1011 tank ağır bakıma baktı askeri doktor sen sıcaktan vücudun uyuz olmuş bir sıvı verdi hergün 2 sefer sürüp yıkanacaksın geldim bölüğe anlattım oların endişesi bölüğe kim yemek yapacak allahtan yeni gelecek aşçının gelmesine 10 gün kalmıştı ben dedim kimse yemek yapmasını bilmiyor içimizde en iyisi bölük çavuşu o nasılsa tatlıcı en ehli o tabii bu arada ben içimden kıs,kıs gülüyorum sen beni aşçı yaparsın,ha bende senden böyle intikam alırımdüşündüler hakkaten başka kimse yok ister istemez 10 gün mutfağa geçti benimde hastalık bitti yeni aşçı geldi birde arkasından marangoz terhis oldumu oh,oh yemede yanında yat onun yerine beni birde hataylı samandağlı memet diye bir arkadaşı atadılar o andan sonra zaten benim askerlik bitti sabah iştima yok içerde herhangi bir faaliyete katılmak yok iştima saatinden hemen sonra bölüğüm karşı tarafında bulunan cennet mahallesinde mobilyacıya gidiyoruz hesapta komutanların tamir yapılacak mobilyalarını tamir yapıyorduk olanlarda bizim için 1 saatlik işti hemen üzerimizi değiştirip sivilleri giyer nasıl olsa askeriz ya kartımızda var yol ücreti yok dur sen nereye gidiyorsun diyen yok istediğimiz yere giderdik birgün hiç unutmam büyükdereye arkadaşın akrabasını ziyarete gittik taa sarıyer o zamanlar kolay gidip gelinmiyor tabii geç kaldık inzibatlar yakaladı topkapıda bırakırsın,bırakmassın gittik beraber bölüğe bizim yüzbaşıda bizi tutardı sadece ona yalan söylemicen inzibata oğlum sen benim askerimi niye alıkoyuyorsundeyip bi güzel fırçaladı asker dayak yemişten beter oldu ağzına geleni söyledi bir daha,da benim askerlerimden birini alıkoyarsanız sizin askerliğinizi yakarım dedi bizim askerlik işte böyle çok zor geçti anlıyacağınız .

Usta sen askerlik anısı mı anlattın yarama tuz mu bastın bilemedim şimdi

 

[cuhadarzade]

Abi Tabur olarak (Tabur diye geçerdi de 90 100 kişiydik) çok çektik öyle böyle değil.

Beni uçuş pisti uçaksavar nöbetinde unuttular mesela, gündüz 11:00-13:00 nöbeti diye bırakıp akşam 18:20 devriyesini dağıtırken aldılar beni, yemekhaneye girdiğimde ''Adem Helvacıııııı, 19:00-21:00 nizamiye nöbetiii'' dye bağırdılar, zaten alt devreyiz, iki kaşık makarna boğazıma dizildi, gittim o nöbeti tuttum, 21:00 de döndüm, ''Bulaşıklar bekliyor'' dediler, Bulaşıkhane açık havada tabi, Bulaşık sırası yazılmış adamlar sürekli nöbete gidip geliyor benim gibi. 4 kişi olmamız lazım ama 2 kişi 100 kişinin 3 er tabak ve 1 bardaklarını yıkadık, 23:00 gibi bulaşıklar bitti, biraz dinleneyim diye gittim yattım, zaten 03:00-05:00 nöbeti ne ara geldi anlamadım.

Hakkım helal değildir hiç birisine. Böyle sistem, böyle düzen olmaz. Sırf üst devre diye millet sıcak gazinoda çay içip tv seyrederken insan evladına yapılmayacak bu psikolojik işkenceyi kim uyguladı ve kim göz yumdu ise Allah topunun belasını versin. usta birliğimin 6 ayı boyunca bulaşık yıkamaya devam ettik biz.

Abi hakkını helal et anlatım tarzına çok güldüm.İnsanların böyle psikolojilerini bozmalarının sebebi olası bir düşmana karşı savaş halinde önüne geleni toz duman etsin askerler içinde bulundukları ruh haliyle diye mi acaba..

 

[Adem Helvacı]

Abi hakkını helal et anlatım tarzına çok güldüm.İnsanların böyle psikolojilerini bozmalarının sebebi olası bir düşmana karşı savaş halinde önüne geleni toz duman etsin askerler içinde bulundukları ruh haliyle diye mi acaba..

Bunu bütün tabura uyguladıklarında derim ki ''Kardeşim buraya eğlenmeye mi geldik? Tabi böyle olacak'' Fakat 100 kişinin 60 ı kakara kikiri yaparken kalan 40 asker onlar dahil bütün taburun pisliğini temizliyorsa o psikolojik eğitim değil olsa olsa adilik olur.

 

[cuhadarzade]

Ben kısa dönem yaptım 158 gün. Tüm bölüğün bana sinir olduğu bir anımı anlatayım, Mamak MEBS Lojistik Destek Komutanlığında yaptım usta birliğini,(gerçi acemi de aynı askeriyenin 500 metre yukarısıydı ) Kaplanlı falan bir armamız vardı, heves ettik biz de takalım diye, üst devrelerden tanesi 20 tl den satın aldık, herkes dikti koluna tabi, ben 3 gün dikmeye uğraştım çelik gibi oldu. Devriye nöbetindeyken nöbet kulübesinin dışında Tümgenerale yakalandık(sırf birini yakalayabilmek için arabayı 1 km uzakta bırakıp yürümüş rahatsız herif), bu arma size yakışmıyor deyip sökmeye çalıştı kolumdan çekiştirdi ama armayı makas kesmez yani öyle diktim. Gücü yetmeyince emrediyorum bu armalar sökülecek dedi. 20'şer tl verip(2014 yılı) aldıkları armaları 3 gün takabildikleri için tüm bölükten küfür yedim Hee bir de Tümgenerale hakaretten 2 hafta çarşımı kitlediler

 

[Adem Helvacı]

Ben kısa dönem yaptım 158 gün. Tüm bölüğün bana sinir olduğu bir anımı anlatayım, Mamak MEBS Lojistik Destek Komutanlığında yaptım usta birliğini,(gerçi acemi de aynı askeriyenin 500 metre yukarısıydı ) Kaplanlı falan bir armamız vardı, heves ettik biz de takalım diye, üst devrelerden tanesi 20 tl den satın aldık, herkes dikti koluna tabi, ben 3 gün dikmeye uğraştım çelik gibi oldu. Devriye nöbetindeyken nöbet kulübesinin dışında Tümgenerale yakalandık(sırf birini yakalayabilmek için arabayı 1 km uzakta bırakıp yürümüş rahatsız herif), bu arma size yakışmıyor deyip sökmeye çalıştı kolumdan çekiştirdi ama armayı makas kesmez yani öyle diktim. Gücü yetmeyince emrediyorum bu armalar sökülecek dedi. 20'şer tl verip(2014 yılı) aldıkları armaları 3 gün takabildikleri için tüm bölükten küfür yedim Hee bir de Tümgenerale hakaretten 2 hafta çarşımı kitlediler

Tüm Generallerin...

 

[cuhadarzade]

Bunu bütün tabura uyguladıklarında derim ki ''Kardeşim buraya eğlenmeye mi geldik? Tabi böyle olacak'' Fakat 100 kişinin 60 ı kakara kikiri yaparken kalan 40 asker onlar dahil bütün taburun pisliğini temizliyorsa o psikolojik eğitim değil olsa olsa adilik olur.

Abi çok haklısın, o dönemde bu tip olaylara sebep olanlara ne kadar sövsek azdır. Kısa dönem olduğumuz için ve bizi genelde stratejik yerlere koydukları için( yazıcı, nizamiye, komutan şoförü) dediklerini yaşamadık ama şahit olduk o yüzden çok iyi anlıyorum. Mesela ben ilk zamanlar nizamiyede görevliydim çarşı dönüşlerinde herkes elimizden geçiyordu, bir gece geç saatte üst devre koğuşa geldi elimde telefon gördü, -telefonun yasak olduğunu bilmiyormusun lan? dedi, " biliyorum, sizi çarşı dönüşü nizamiyeden içeri kim alıyo sen biliyo musun?" dedim, gidiş o gidiş bir daha ses eden olmadı.

 

[Adem Helvacı]

Abi çok haklısın, o dönemde bu tip olaylara sebep olanlara ne kadar sövsek azdır. Kısa dönem olduğumuz için ve bizi genelde stratejik yerlere koydukları için( yazıcı, nizamiye, komutan şoförü) dediklerini yaşamadık ama şahit olduk o yüzden çok iyi anlıyorum. Mesela ben ilk zamanlar nizamiyede görevliydim çarşı dönüşlerinde herkes elimizden geçiyordu, bir gece geç saatte üst devre koğuşa geldi elimde telefon gördü, -telefonun yasak olduğunu bilmiyormusun lan? dedi, " biliyorum, sizi çarşı dönüşü nizamiyeden içeri kim alıyo sen biliyo musun?" dedim, gidiş o gidiş bir daha ses eden olmadı.

Palaskamın altında cep radyosu sokmuştum acemi birliğinde. Yahu radyo dinlemek bile lüks nasıl bir mantıksa işte

 

[osmanke]

Usta sen askerlik anısı mı anlattın yarama tuz mu bastın bilemedim şimdi

Adem ustam bak sana bişey daha yazayım burdan şimdi biz serbest askerdik,ya bazen daha doğrusu hafta sonları biz kıyamazdık acemilere onların yerine nöbete giderdik herhafta özellikle kıdemli astsubay üstçavuş bölük başçavuşu sivaslı idi birde sazı vardı bizim bölük tamda floryada köşklerle karşıkarşıya idi bu köşkler tarafında su deposu olarak tabir ettiğimiz çam ağaçları ile dolu biryer o nöbette oldumu asker okadar rahat ederdi,ki hani tabiri caizsse kimkime,dumduma ama nöbet yerleri boş bırakılmazdı gece oldumu nöbetçiler hariç herkes alemde orada o saz çalar hemde cumbullum,usonra dışardan askerler gizlice özelliklede bizim gibi devamlı dışarda olanlar2 büyük rakı alıp getirir hadi bakalım akalım gecelere o çalar,söyler bizde onun bardağını boş bırakmazdık onun kafa doldumu gider yatar bizde koğuşa bölüğün içinde devamlı yatıp,kalkan teğmen,astsubaylar vardı hiç biri birşey diyemezdi çünkü yüzbaşı ile aralarından su sızmazdı bölük başçavuşu ile kardeş gibilerdi ama dedim ya bölük komutanı yalanı sevmezdi bu yalan yüzünden kendi hemşehrisini yaktı 6 ay hapis cezası yedi haklıydı gerçi hırsızlık yapmış adam kardeşim şeker gibi askeri üzmez ihtiyacın varsa gidip söyleseydin hatta askerler bile verirdi defalarca iştimada söylemiş kim yaptıysa atsın bir tarafa birşey demiycem yada gelsin ihtiyacı varsa ben verecem diye yok tam 1 hafta mühlet verdi son gün çay ocağının girişinin altında su giderin içine sokarken biri görüyor gidip söylemişler birde üstelik çocuk çavuş ertesi sabah topladı bölüğü ağzına ne gelirse yağdı gürledi hemşehrisi olduğunu,da ondan utandığını,da söyledi aga bunları geç o şeker gibi pamuk gibi adam varya o an bir canavara büründü yaklaşık yarım saat buna bir girdi dönüp,dönüp tekme,tokat hatta bir ara gördüğüm kadarıyla G3,ün kabzasıya vurdu ağzı,burnu ayakları kan içinde böyle bir dayak görmedim ben sonra2 asker görevlendirdi alın bunu elini yüzünü yıkayın ellerini bağlayın kelepçe ile astsubayların kaldığı odalardan birini boşalttırdı yaklaşık 10 gün orda kaldı kendini topladığında bana haber verin dedi 1, ordudan kışladan bir mahkum aracı geldi bunu alıp gittiler 6 ay sonra biz nerdeyse terhis oluyoruz geldi ama rütbesi sökülmüş normal asker kimsenin yüzüne bakamıyor kimsede konuşmuyordu zaten o cezadan sonra zaten askerliği yandı heralde bi okadar daha askerlik yapacaktı muhakkak sonra biz terhis olduk ne yaptı bilmiyoruz.

 

[Adem Helvacı]

İşte G3 kabzasıyla asker döven hakkında hiçbir işlem yapılmıyor. Orada kendi Hukuk ve Ceza sistemleri işliyor.
O konulara girer ve HAK aramaya kalkarsam şimdi bir de bu konuda muhalif olmuş olurum gerek yok.
Askerlik keşke herkeste tatlı anıları ile kalan bir deneyim olsa.

 

[Hakan]

Bizim askeriyede bir asker vardı. Benim dede idi. Kendisi Adana'lı. Yanılmıyorsam meydan mahallesinden. Veya Kiremithaneden. İsmini yazsam mı, bilemedim. Yazmıyım bari. Belki biri okur. Tanır.

Adam bölük komutanının postasıydı. Ama tam bir piskopattı. Bölük komutanının arkasından giderken sigara içerek giderdi. Beline pala takmazdı.

Bir keresinde yeni bir astsubay tayin oldu. Astsubay ile karşılıklı birbirlerine doğru gelmişler. Bu normal devam etmiş. Astsubay neden selam vermeden geçiyorsun diye bunu azarlamış.

-Ben kendi bölüğümdeki astsubaylara bile selam vermiyorum. Sen kim oluyorsun demiş. Araya girmişler.

Acayip piskopattı. Ama bazen merhametli bir tarafı da ortaya çıkardı. Beni severdi. Bana şunu dedi:

-Torun. Birgün yolun Adana'ya düşerse benim yaşadığım yere gel. Fakat sakın evlerin pencerelerine bakma. Neden baktın diye döverler dedi. Beni hangi esnafa sorarsan sor. Beni tanır. Misafirim olursun dedi.

1997 yılında o tezkereye gitti. 1998 yılında ben tezkere aldım. Hala gitmedim. Kısmet olmadı.

 

[Adem Helvacı]

Bizim askeriyede bir asker vardı. Benim dede idi. Kendisi Adana'lı. Yanılmıyorsam meydan mahallesinden. Veya Kiremithaneden. İsmini yazsam mı, bilemedim. Yazmıyım bari. Belki biri okur. Tanır.

Adam bölük komutanının postasıydı. Ama tam bir piskopattı. Bölük komutanının arkasından giderken sigara içerek giderdi. Beline pala takmazdı.

Bir keresinde yeni bir astsubay tayin oldu. Astsubay ile karşılıklı birbirlerine doğru gelmişler. Bu normal devam etmiş. Astsubay neden selam vermeden geçiyorsun diye bunu azarlamış.

-Ben kendi bölüğümdeki astsubaylara bile selam vermiyorum. Sen kim oluyorsun demiş. Araya girmişler.

Acayip piskopattı. Ama bazen merhametli bir tarafı da ortaya çıkardı. Beni severdi. Bana şunu dedi:

-Torun. Birgün yolun Adana'ya düşerse benim yaşadığım yere gel. Fakat sakın evlerin pencerelerine bakma. Neden baktın diye döverler dedi. Beni hangi esnafa sorarsan sor. Beni tanır. Misafirim olursun dedi.

1997 yılında o tezkereye gitti. 1998 yılında ben tezkere aldım. Hala gitmedim. Kısmet olmadı.

Bir yanım ''Yurdum insanı'' demek istiyor olsa da diğer yanım bu ortadoğu kafasından o kadar sıtkı sıyrılmış halde ki..

Neyse.

Bizde de vardı bir manyak, yazmıştım ama yine yazayım. Kendisi nöbetten dönerken bilerek bütün ranzalara kasaturası ile vurup ''Kalkın ulan, ben uyumuyorsam siz de uyumayacaksınız'' derdi.

Ben de adını soyadını çok iyi hatırlıyorum da anmaya gerek dahi görmüyorum. Siverekli birisiydi.

 

[Hakan]

Bir yanım ''Yurdum insanı'' demek istiyor olsa da diğer yanım bu ortadoğu kafasından o kadar sıtkı sıyrılmış halde ki..

Neyse.

Bizde de vardı bir manyak, yazmıştım ama yine yazayım. Kendisi nöbetten dönerken bilerek bütün ranzalara kasaturası ile vurup ''Kalkın ulan, ben uyumuyorsam siz de uyumayacaksınız'' derdi.

Ben de adını soyadını çok iyi hatırlıyorum da anmaya gerek dahi görmüyorum. Siverekli birisiydi.

Var böyle tipler. Bizde bölük komutanı en üst devrenin bölük çavuşunu tepeden aşağı fırçaladı. Aksayan, yolunda gitmeyen bazı şeyler için. Ondan sonra en üst devreler bir kaç hafta bize kan kusturdular. Biz uyumadan uyumayacaksınız lannnn. Biz izin vermeden bir Allah'ın kulu yemek yemeyecek. Önce biz yiyeceğiz. Sonra siz yiyeceksiniz. Amfide TV vardı. Devrecilik uyguladıkları süre boyunca TV seyredemedik.

Adem hocam. Bizim bir yemekhane sorumlusu vardı. Benim hemşehrim. Konya'lı. Ama tam fırlama biriydi.

Yanyana 4 yemekhane vardı. Bu bir gece diğer yemekhanelerin kapılarının küçük camlarını kırıp içeride biraz çatal, kaşık, tabak çalmış. Şüphelenmesinler diye kendi yemekhanesinin kapısının camını da kırmış. Kendi yemekhanesinden de biraz çatal kaşık eksiltmiş.

Sabah diğer bölüklerin yemekhanecileri gelmişler. Manzarayı görünce şok yaşamışlar. Cam kırık. Kapı açık. vs. 4 yemekhanenin sorumlusu bir araya gelip bunu yapana ana avrat düz gitmişler. Hırsızlığı yapan da bunlarla bir olup yapana küfretmiş. ?

Çaldığı şeyleri de bir yer kazmış. Poşetlere koyup gömmüş. Bunu bizim bölüğün idari işler astsubayına anlatmış. Astsubayın çok hoşuna gitmiş. Tezkeresine kadar her hafta 2 gün çarşı izni ile ödüllendirmiş.?