Hocam tabi ki teşhir ürün de satılacak, eskiden bunun bir adabı vardı, satıcı tüketiciye derdi ki ''Abi bak bunun açılmamış kutusu 10K, sana teşhirde son kalan ürünü 8K dan vereyim, 4 aydır günde X saat çalıştı ama bütün yasal hakların ve garanti hakların aynı şekilde geçerlidir'' denirdi veya denmesi gerekir.
Bizim bayiler zaten burunlarından kıl aldırmaz zira onlar para babası olduğu için firma tarafından şımartılmaya alışmışlar.
Bakın ciddi söylüyorum bayilik sistemi bu ülkenin üstündeki büyük yüklerden birisidir çünkü o bayiye mal satma kaygısı yaşayan firmanın pazarlama müdürü bayinin bir dediğini iki etmez.
Bunu daha önce yazmıştım forumda, yine yazayım. İzmir Buca'da Beyaz Ticaret diye bir vestel yetkili bayisi vardı.
Ben de o zamanlar İzmir Buca Vestel Yetkili Servisinde elektronik atölye şefiydim, oldukça büyük bir işletmeydi, ben karşı binadaydım, benim tarafa bir telefon geldi baktı çalışan hanımlardan birisi ''Adem Bey, Beyaz Ticaret'de hasar raporu tutulacakmış, Berati Bey sizin gitmenizi rica etti'' dedi ben de gittim.
Bayiden içeri girdim, zaten damgalı eşek gibiyim her tarafımda vestel kıyafeti, boynumda yaka kartı vs kendimi tanıtmaya gerek görmedim, ''İyi günler, hasar raporu tutulacak ürün varmış, hangi ürün?'' diye sordum.
Sonradan bayinin sahibi olduğunu öğrendiğim bir muhterem(!) ''Haaa bak işte o panodan birkaç tanesine tut yeter'' dedi
Pano dediği yer TV teşhir bölümüi abartısız 30'a yakın televizyon var ve abimiz seçmece karpuz gibi bir kaç tanesini seçip rapor tutmamı istiyor.
Dedim ki ''Ne demek seç birkaç tane? Bana hasarlı olanı gösterin önce kontrol edeceğim''
Sonrasını tahmin edersiniz, bayi sahibi kibiri ile Aderm Helvacı kibiri karşı karşıya geldi. Küfürsüz bir tartışma neticesi sinirlenen adam (Adam diyorum ama nezaketen) cebincen bir anahtar çıkartıp caaaaart dedi televizyonlardan birisinin panelini gözümün önünde cizdi ''Hasar mı istiyorsun ulan al sana hasar'' dedi. ''Tut raporunu ...ktir git'' dediği an ''tutarsam... ''dedim çıktım.
Şirkete geri döndüm, evrakları kızlara teslim ettim kendi katıma geçtim, daha girmemle dahili hattın çalması bir oldu. Servis sahibi Berati Bey arıyor ''Adem Bey naptın'' (Vestelde çalıştığım süre boyunca o kadar çok kişiden bu sözü duydum ki)
Olanları anlattım o da bana ''Yahu sen niye celalleniyorsun tut raporunu çık, sanki vesteli sen mi kurtaracaksın''
Sonradan öğrendim ki bu onun ve bunun çocuğu olan muhteremler belli aralıklarla bayilerindeki teşhir ürünlerine hasar raporu tutturup vestel'e indirim faturası kestirtiyorlarmış'' Yani aslınd aortada hasar falan yok ama bayi sahibi, bölge sorumlusu ve servis sahibi bilgisi dahilinde dönen bu alicengiz ile bölge sorumlusu o bayiye ihtiyacı olmayan malı satabilmeye, bayi aradaki çorbasını bu şekilde almaya, servis de işini(!) yapan işletme olduğu için işini yapabilmeye devam etme çıkarı içerisindeler.
Burada servisler zurnanın zırt dediği yer konumundadır yani o bayinin dediğini yapmayan servis pazarlama müdürlüğüne şikayet edilir, pazaralama da servis müdürlüğüne şikayet eder, servis müdürlüğü de bu şikayetler artarsa servisliği iptal eder ve başka bir emir erine yetki verir, devran böyle sürer gider.
Adını şimdi unuttum, o dönemin bölge sorumlusuna durumu rapor ettim, ben ne bileyim gerizekalı olanın BEN olduğumu ve zaten bu raporlar tutulsun talimatını da verenin o olduğunu
İyilerini tenzih ederim ancak genel itibari ile bana BAYİ dediğinizde size ne çocukları olduklarını rahatlıkla söyleyebilirim. Yani tabi ki ne çocukları derken iyi bir anne ve babanın çocukları anlamında.
Bu Vestel'in bana neden bu kadar karın ağrısı olduğunu zamanla çok daha iyi anlarsınız.
Bu Ahmet Nazif Zorlu, zamanını doldurup diğer tarafa intikal edip bu marka bir firma tarafından satın alınıp her şey KÖKÜNDEN değiştirilmediği sürece aradan 20 yıl geçsin vestel yine vestel, ürettikleri beyaz eşyalar da yine teneke olmaya devam eder.