Diğer bir karar;
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2017/13-650 ve K. 2020/30 sayılı kararı.
AYIP İDDİASINA DAYALI TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN ÇERÇEVESİNDE ÜRÜN BEDELİNİN İADESİ İSTEMİ ( Televizyonun Anakartında Meydana Gelen ve Görüntü Vermemesine Sebep Olan Arızanın Üretimden Kaynaklı Gizli Ayıp Mahiyetinde Olduğu Zamana Bağlı Olarak Ortaya Çıktığı ve Kullanıcı Hatasının Bulunmadığının Tespit Edildiği - Satın Alınan Maldaki Üretimden Kaynaklı Ayıbın Ağır Kusurla Tüketiciden Gizlendiğinin Kabulü Gerektiği/Üretici Yanında Satıcının da Tüketicinin Seçimlik Haklarından Sorumlu Tutulması Gerektiği )
SATIN ALINAN CİHAZIN GARANTİ SÜRESİ DOLDUKTAN SONRA ARIZAZLANMASI ( Davacı Tüketicinin Sözleşme Tarihi Koşullarına Göre Yüksek Bir Bedelle Satın Aldığı Televizyondan Beklentisinin İleri Teknolojiyle ve Titizlikle Üretilmiş Kaliteli ve Sağlam Bir Elektronik Cihaz Almak Olduğu - Cihazın Arıza Sebebiyle Kullanılamaz Hale Geldiği/Davacının Onarım Talebine Garanti Süresinin Dolduğu Belirtilerek Yüksek Tamir Ücreti İstendiği )
ZAMANAŞIMI DEFİNİN YERİNDE OLMAMASI ( Televizyonun Anakartında Meydana Gelen ve Görüntü Vermemesine Sebep Olan Arızanın Üretimden Kaynaklı Gizli Ayıp Mahiyetinde Olduğunun Anlaşıldığı - Bir Elektronik Cihazın Anakartının Onun Asli Fonksiyonlarını Yerine Getirmesini Sağladığı Genel Hayat Tecrübesiyle de Malum Olduğu ve Üretimden Kaynaklı Ayıbın Ağır Kusurla Tüketiciden Gizlendiğinin Kabulü Gerektiği/Davalının Zamanaşımı Defi Yerinde Görülmeyerek Verilen Direnme Kararının Usul ve Yasaya Uygun Olduğu )
AYIBIN HİLE İLE GİZLENMESİ ( Ayıplı Mal Hükümlerine Göre Satıcı ve Onunla Birlikte Mesul Olan Kişilerin Tüketicilerin Seçimlik Haklarından Sorumluluğunun Zamanaşımına Tabi Olduğu - TKHK'da Bu Süre İki Yıl ise de Kanun Koyucunun Bazı Durumlarda Bu Süreyle Bağlı Olmanın Kanunun Ruhuna Aykırı Mağduriyetler Doğuracağını Öngörerek Ayıbın Ağır Kusur ve Hile ile Tüketiciden Gizlenmesi Haline İlişkin İstisnalar Getirdiği/Ağır Kusur veya Hile ile Ayıbın Gizlendiğini İspat Yükünün Tüketiciye Ait Olduğu )
TÜKETİM MALININ BELLİ BİR KULLANIM ÖMRÜ OLMASI ( Üreticilerin Piyasaya Sürdükleri Dayanıklı Tüketim Mallarının Asli Parçalarını Oluştururken Üründen Beklenen Mutat Ömrü Karşılayacak Donanımı Sunması Gerektiği - Tüketicinin Bu Haklı Beklenti ve Güvenle Hareket Ettiği/Garanti Süresinin Dolmasından Sonra Üretimdeki Hata Sebebiyle Malın Tümüyle İşlevsiz Hale Gelmesi Riskini ve Kusuru Olmamasına Rağmen Sorumluluğun Salt Kendisi Üzerinde Kalacağını Bilse Tüketicinin Malı Satın Almayacağının Belirtildiği )
Hüküm:
Bu açıklamalar ışığında somut uyuşmazlık irdelendiğinde; her tüketim malının belli bir kullanım ömrü olması tabii ise de günümüz teknolojik koşullarında üreticilerin piyasaya sürdükleri dayanıklı tüketim mallarının asli parçalarını oluştururken üründen beklenen mutat ömrü karşılayacak donanımı sunması gerekir. Tüketici bu haklı beklenti ve güvenle hareket eder. Aksi hâlde, yani garanti süresinin dolmasından sonra üretimdeki hata sebebiyle malın tümüyle işlevsiz hâle gelmesi riskini ve hiçbir kusuru olmamasına rağmen bundan doğan sorumluluğunun salt kendisi üzerinde kalacağını bilse tüketici bu malı satın almayacaktır. Somut olayda davacı tüketicinin, sözleşme tarihi koşullarına göre yüksek bir bedelle satın aldığı televizyondan beklentisinin, ileri teknolojiyle ve titizlikle üretilmiş, kaliteli ve sağlam bir elektronik cihaz almak olduğu açıktır. Ne var ki söz konusu cihaz garanti süresinin dolmasının akabinde arızalanmış ve bu arıza sebebiyle kullanılamaz hâle gelmiştir. Davacı, onarım talep ettiğinde garanti süresinin dolduğu belirtilerek neredeyse yeni bir televizyon alabileceği miktarda tamir ücreti istenmesi üzerine eldeki davayı açmak zorunda kaldığını ifade etmiştir. Yapılan yargılamada, televizyonun anakartında meydana gelen ve görüntü vermemesine sebep olan arızanın üretimden kaynaklı gizli ayıp mahiyetinde olduğu, zamana bağlı olarak ortaya çıktığı ve kullanıcı hatasının bulunmadığı bilirkişi tarafından tespit edilmiştir. Bir elektronik cihazın anakartının onun asli fonksiyonlarını yerine getirmesini sağladığı genel hayat tecrübesiyle de malûmdur. Tüm bunlar birlikte değerlendirildiğinde satın alınan maldaki üretimden kaynaklı ayıbın ağır kusurla tüketiciden gizlendiğinin kabulü gerekir. Bu hâlde üretici yanında satıcı da tüketicinin seçimlik haklarından sorumlu tutulmalıdır.
Mevcut durumda gizli ve ağır ayıp olması, onarım maliyetinin yüksek olması, kullanıcı hatası olmadığı ve ürünün hayatın normal akışının dışında mutat ömründen çok daha kısa sürede kullanılamaz hale gelmesinden dolayı yasal yollara bu kararlar örneğinde başvurmanız yerinde olacaktır