Bu konuyu bu ülkenin insanına reva görülen tüketici hakları bazında açıyorum. Biraz sistematik olsun ki milyar dolarlık Samsung'un (Güney Kore'de bürokrasiyle yaptıklarına Google'dan bakın derim) bir kaç bin lira için nasıl bu ülkenin kurallarını tanımadığını görün. Biraz parantezli olacak çünkü tefsir edilmeye ihtiyaçları var.
Sorun:
-Sevgili anneme 1 yıl önce alınan Samsung marka mikrodalga fırının buz çözme özelliğinin 2 hafta önce çalışmamaya başlamaması.
İlk Şikayet Süreci:
- Müşteri hizmetleri aranır, oradan servise yönlendirilir her aşamada her Türk vatandaşının hakkı olan değişim hakkının kullanılacağı belirtilir. (Burada servisin incelemek için hangi malları evden alıp almayacağı konusu ayrı konuşulmalı tam bir keyfiyet var burada)
- Servis sanki bir tasarruf yetkisi veya mevzuatsal bilgisi varmış gibi (1-sizi bilgisiz sanmaları; 2-acilen servislere tüketici hakları hakkında adam akıllı eğitim verilmeli) (sanki uygulama umurlarında diyebilirsiniz) 1 ay geçtiği için (14 günlük cayma hakkını anlatmaya çalışıyor onu da yanlış yapıyor) artı onarım olursa tamir edilip verileceği söyleniyor. (PROSEDÜRLERİ BÖYLEYMİŞ). Yani normlar hiyerarşisinde Samsung prosedürleri en üste yer almakta.
- Şahsım tarafından bahsedilenin cayma hakkı olduğu ve konuyla alakası olmadığı; 6502 sayılı Kanunu madde 11'e göre seçimlik hakkımın olduğu ve seçimin benim tarafımdan yapılacağı bildiriliyor. Onlar ise doğrudur (Kanunu hiç duymadıklarına bile yemin edebilirim, bilgisiz tüketici bunların elinde ne olur siz tahmin edin) ama prosedürümüz böyle diye tekrar edince sinirler boşalıyor ve kanunlardan nasıl üstün oldukları sinirle yüzlerine söyleniyor. Bilgisiz oldukları yüzlerine direk vurulunca merkezi aramam isteniyor.
- Merkezle yapılan görüşmenin yaklaşık %30'u yanlış bilgilerini düzetmek %70'i ise bu ülke insanına yaptıkları haksızlıklar ve kanun tanımazlıkları üzerine oluyor. (Burayı kısa kesiyorum 1 saat sürdü konuşma)
Hasar Tespit Süreci:
-Sonucun zaten baştan belli olduğu süreçte kısa bir anlatımla ana kartın bozulduğu tutanak altına alınıyor (malım ayıplı itirafı) ve rapor merkezdeki mühendis grubuna gönderiliyor (ee mal ayıplı kabul ettin bunu, 6502 madde 11 değişim hakkı?). Çok kıymetli mühendis grubumuzda kağıt üzerinden hem teknik hem de hukuki (?) bir karar vererek onarım yapılacak diyor.
-Servis bu bilgiyi bana bildiriyor, tarafımdan kanun tanımamazlık tekrar vurgulanıyor. Cevap yine şu 1 ay içinde olsaydı değişim olurdu. Güler misin ağlar mısın.
-Burada en profesyonel hareketleri sizi bilgisi olmayan tüketici olarak gördüklerinden gereksiz yere her gün aramaları (Bugün şu oldu, yarın şu olacak, sabah sizi şu aradı şimdi ben vs. esası olmayan şeyler). Siz de ne kadar ilgililer diye pozitif motive olabilirsiniz. Kısacası böyle bağlamaya çalışıyorlar yararınızı düşündükleri imajıyla.
Sonuç:
-Sevgili annem tamir ettirelim kullanayım demesine rağmen THH'ye başvuru yapılacak. Şikayetler de arkasından gelecek.
-Kanun tanımamazlık, ülke insanının hakkını gasp etme, kazancına ortak olma (Samsung 2022 geliri 300 milyar dolar üstü), psikolojik yıpratma. Nasıl bu kadar cesur olabiliyorlar sizce?
-Ülkemiz tüketici hakları mevzuatında bazı eksiklikler olsa da 2013 yılında yürürlüğe giren yeni kanun yeterli sayılmaktadır. Sorun uygulamada şirketlerin buna uymaması ve yükümlülüklerinin şikayete konu mallarla sınırlı kalmasıdır. Bu durumlarda söz konusu mallardan bağımsız ağır cezai yaptırımlar getirilmelidir. Mevcut hal o kadar ileriye gitmiştir ki bu şirketler mahkeme kararlarını bile buna bilgi ve belge talepleri de dahil olmak üzere yerine getirmez olmuşlardır. 2021 yılında Hollanda'da ACM kurumunun (tüketici haklarına ilişkin) Samsung hakkında 5 yıllık dönem için televizyon fiyatlarını başlıca tedarikçileri zorlayarak sistematik şekilde nasıl şişirdiğine ilişkin yaptıklarını araştırın. Hatta o kadarki bu kurum sabah baskınları yaparak kanıt topladı ve bütün bunları ülke insanının hakkını korumak için yaptı. Bunlarla ilgili şahsi uğraşım var.
-Tüketici açısından ise bana dokunmayan bin yıl yaşasın, sorunum yoksa diğerleri beni ilgilendirmez, sorunum olursa çözülene kadar diğer insanlarla iletişim kurarım, nasıl olsa birileri uğraşır pragmatik kafasını da bir yere not etmek gerek.
-Kötü kanun yoktur, kötü uygulama vardır.
Sorun:
-Sevgili anneme 1 yıl önce alınan Samsung marka mikrodalga fırının buz çözme özelliğinin 2 hafta önce çalışmamaya başlamaması.
İlk Şikayet Süreci:
- Müşteri hizmetleri aranır, oradan servise yönlendirilir her aşamada her Türk vatandaşının hakkı olan değişim hakkının kullanılacağı belirtilir. (Burada servisin incelemek için hangi malları evden alıp almayacağı konusu ayrı konuşulmalı tam bir keyfiyet var burada)
- Servis sanki bir tasarruf yetkisi veya mevzuatsal bilgisi varmış gibi (1-sizi bilgisiz sanmaları; 2-acilen servislere tüketici hakları hakkında adam akıllı eğitim verilmeli) (sanki uygulama umurlarında diyebilirsiniz) 1 ay geçtiği için (14 günlük cayma hakkını anlatmaya çalışıyor onu da yanlış yapıyor) artı onarım olursa tamir edilip verileceği söyleniyor. (PROSEDÜRLERİ BÖYLEYMİŞ). Yani normlar hiyerarşisinde Samsung prosedürleri en üste yer almakta.
- Şahsım tarafından bahsedilenin cayma hakkı olduğu ve konuyla alakası olmadığı; 6502 sayılı Kanunu madde 11'e göre seçimlik hakkımın olduğu ve seçimin benim tarafımdan yapılacağı bildiriliyor. Onlar ise doğrudur (Kanunu hiç duymadıklarına bile yemin edebilirim, bilgisiz tüketici bunların elinde ne olur siz tahmin edin) ama prosedürümüz böyle diye tekrar edince sinirler boşalıyor ve kanunlardan nasıl üstün oldukları sinirle yüzlerine söyleniyor. Bilgisiz oldukları yüzlerine direk vurulunca merkezi aramam isteniyor.
- Merkezle yapılan görüşmenin yaklaşık %30'u yanlış bilgilerini düzetmek %70'i ise bu ülke insanına yaptıkları haksızlıklar ve kanun tanımazlıkları üzerine oluyor. (Burayı kısa kesiyorum 1 saat sürdü konuşma)
Hasar Tespit Süreci:
-Sonucun zaten baştan belli olduğu süreçte kısa bir anlatımla ana kartın bozulduğu tutanak altına alınıyor (malım ayıplı itirafı) ve rapor merkezdeki mühendis grubuna gönderiliyor (ee mal ayıplı kabul ettin bunu, 6502 madde 11 değişim hakkı?). Çok kıymetli mühendis grubumuzda kağıt üzerinden hem teknik hem de hukuki (?) bir karar vererek onarım yapılacak diyor.
-Servis bu bilgiyi bana bildiriyor, tarafımdan kanun tanımamazlık tekrar vurgulanıyor. Cevap yine şu 1 ay içinde olsaydı değişim olurdu. Güler misin ağlar mısın.
-Burada en profesyonel hareketleri sizi bilgisi olmayan tüketici olarak gördüklerinden gereksiz yere her gün aramaları (Bugün şu oldu, yarın şu olacak, sabah sizi şu aradı şimdi ben vs. esası olmayan şeyler). Siz de ne kadar ilgililer diye pozitif motive olabilirsiniz. Kısacası böyle bağlamaya çalışıyorlar yararınızı düşündükleri imajıyla.
Sonuç:
-Sevgili annem tamir ettirelim kullanayım demesine rağmen THH'ye başvuru yapılacak. Şikayetler de arkasından gelecek.
-Kanun tanımamazlık, ülke insanının hakkını gasp etme, kazancına ortak olma (Samsung 2022 geliri 300 milyar dolar üstü), psikolojik yıpratma. Nasıl bu kadar cesur olabiliyorlar sizce?
-Ülkemiz tüketici hakları mevzuatında bazı eksiklikler olsa da 2013 yılında yürürlüğe giren yeni kanun yeterli sayılmaktadır. Sorun uygulamada şirketlerin buna uymaması ve yükümlülüklerinin şikayete konu mallarla sınırlı kalmasıdır. Bu durumlarda söz konusu mallardan bağımsız ağır cezai yaptırımlar getirilmelidir. Mevcut hal o kadar ileriye gitmiştir ki bu şirketler mahkeme kararlarını bile buna bilgi ve belge talepleri de dahil olmak üzere yerine getirmez olmuşlardır. 2021 yılında Hollanda'da ACM kurumunun (tüketici haklarına ilişkin) Samsung hakkında 5 yıllık dönem için televizyon fiyatlarını başlıca tedarikçileri zorlayarak sistematik şekilde nasıl şişirdiğine ilişkin yaptıklarını araştırın. Hatta o kadarki bu kurum sabah baskınları yaparak kanıt topladı ve bütün bunları ülke insanının hakkını korumak için yaptı. Bunlarla ilgili şahsi uğraşım var.
-Tüketici açısından ise bana dokunmayan bin yıl yaşasın, sorunum yoksa diğerleri beni ilgilendirmez, sorunum olursa çözülene kadar diğer insanlarla iletişim kurarım, nasıl olsa birileri uğraşır pragmatik kafasını da bir yere not etmek gerek.
-Kötü kanun yoktur, kötü uygulama vardır.