@Adem Helvacı hocam;Sizin bir Hukukçu gözü ile cevaplamanızı rica edeceğim bir konu var.
Şimdi ortada bir Kanun var ve bu Kanun (6502) sözde, tüketiciyi korumak için yazılmış. Buna bağlı Yönetmelikler de var (Garanti Belgesi Yönetmeliği gibi) ve bunlar Devletin belirlediği kurallar diyelim (Tanımım yanlış olabilir neticede Hukukçıu değilim)
Bir de üreticiler ve bu üreticilerin bastırmakla yükümlü olduğu Garanti Belgeleri var.
Garanti belgelerinde neyin nasıl yazılı olması gerektiği de yine yönetmelikte mevcut (Uygulanabilirliği yok ama yazmış geçmişler işte)
Geçen gün komisyonda raportör arkadaşlarla ters düştük. Ben özellikle akü ve batarya konularında acımasız gerekçeli kararlar yazarım çünkü firmaların değişik alicengizler ile tüketicilerin haklarını gasp ettiğini görüyorum.
Mesela ''Şarj Döngüsü'' bahanesi ile telefonun bataryasının garanti dışı bırakılması konusu. Ben bu tarz durumlarda firmaların ''Ama biz garanti belgesinde bunu belirtmiştik'' savunmalarını kabul etmiyor ve ''Kanun varken Senin Garanti Belgesine yazdığın kendi kuralın beni bağlamaz' diyorum.
Raportör arkadaşlar ise ''Aksi belirtilmedikçe'' ilkesi var diye bir beyanda bulundular, ''O ne demek?'' dedim, Garanti belgesinde veya kullanım kılavzuunda aksi belirtilmedikçe bu süre 2 yıldır, Akü için veya Batarya için üretici firma bir süre belirlemişse o süre geçelidir'' dediler.
Yahu benim düz mantığım söyle düşünüyor ve diyorum ki ''Kardeşim günün sonunda kıytırık bir üreticinin tırıvırı bir kâğıt parçası üzerine yazdığı kendi çıkarına satırlar geçerli olacaksa Devlet ne diye Kanun yazıyor ki?''
Şimdi;
Onlar ''VAR'' dedi diye o gün bir şey demedim fakat arıyorum tarıyorum şu ''Aksi belirtilmedikçe'' veya bu minvalde, Kanun veya yönetmelik değil de kılavuz veya garanti belgesinde yazanın geçerli olacağının doğru olduğunu ispat edecek bir şey bulamıyorum.
Sizin görüşünüz nedir bu konuda?
Hukuk düzenimizde normlar hiyerarşisi Anayasa, kanun, tüzük, yönetmelik ve adsız düzenleyici işlemler olarak sıralanmakta ve denetime esas hiyerarşi de bu şekilde kabul edilmektedir. Bu düzenleyici işlemlere yani Anayasada düzenlenmiş olan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, tüzük ve yönetmelikler dışında uygulamada var olan düzenleyici işlemlere (genelge, sirküler, talimat, tebliğ, yönerge), “adsız düzenleyici işlemler” denilmektedir.
Dolayısıyla adsız düzenleyici işlemler tüzük ve yönetmeliklere, bunlarda yasalara aykırı olamazlar.
Kanun genel çerçeveyi, kararname, tüzük, yönetmelik ve adsız işlemlerde sırasıyla kendisinden hiyerarşik olarak daha üstteki hukuk normlarına aykırı olamaz. Burada sıkıntı; üst normların genel çerçeveyi düzenlediği ve olaya uygun somut kuralı açıkça ve amir hüküm olarak düzenlemediği durumlarda ortaya çıkıyor.
"Aksi belirtilmedikçe veya azami, asgari" gibi ifadeler olduğunda, adsız düzenleyici işlemlere geniş bir serbest alan tanınmış oluyor. Ancak uygulamada sıklıkla yasaya ,yönetmelik ve eklerine aykırı kurallarda konuluyor. Bu halde bu kurallara, normlar hiyerarşisi mantığında geçerlilik tanımamak gerekiyor,konu yargıya intikal ettiğinde de tanınmıyor.
Yukarıdaki açıklamalar tahtında sizin örneğe gelirsek;
6502 sayılı yasaya göre "azami" tamir süresi 30 iş günüdür. Garanti hizmetleri Yönetmeliği ekli listesinde ise bilgisayar, cep telefonu, elektronik eşyalar gibi bazı malların azami tamir süresi 20 iş günüdür.
Bu halde Garanti Hizmetleri Yönetmeliği ekli listesinden farklı bir süre, garanti belgesinde öngörülemez. Farklılık varsa garanti hizmet hizmetleri Yönetmeliği ekli listesindeki süre geçerlidir.
''Aksi belirtilmedikçe'' ilkesiyle (garanti belgesi vb), yasa ve yönetmeliklerde ve yönetmeliklerin ekli listelerinde belirlenmiş olan asgari ve azami süreler, tüketici aleyhine aşılamaz. Sorun, yasa ve yönetmeliklerde açıkça belirlenmemiş gri alanlarda nasıl hareket edileceğinde düğümleniyor. Eğer üretici firmanın garanti belgesi vb ile daralttığı alanda, tüketici lehine yönetmelik, tüzük, kararname veya yasada net bir asgari veya azami sınır varsa, tüketici aleyhine bu daraltma uygulanamaz.
Son düzenleme: