Amaç neymiş ben onu anlayamadım?
Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi
Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.
-
İnceleyenler Kulübü'nde her konuda deneyimlerinizi paylaşabilirsiniz. Bu sayede "Bilinçli Tüketici Toplumu" oluşturma hedefimize katkı sağlayabilirsiniz. :)
-
inceleriz.com üzerinden inceleme ve haberlere ulaşabilirsiniz.
Askerlik Anıları (Bir gün Yine Bizim Yüzbaşıyı Fırçalarken...)
- Konuyu Başlatan Adem Helvacı
- Başlangıç tarihi
Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Akdeniz komando taburu 7. Bölük. Hatıralarımı kazıdın Adem abiiiiiiiii. ? Pisikletimiz nem sıcak ve 18 ay bitmeyen 550 gün çarpı atma kağıdı.Yani şu askere giden herkes maşallah Yüzbaşı Binbaşı dövüp de gelmiş de sanırım bir tek ben bu kadar dayak yedim geldim
Herkesin mutlaka hiç unutmadığı askerlik anıları vardır. Sevgili @Vesteloji bir konu başlığında az önce aklıma girince dedim ki yahu niye bi ASKERLİK ANILARI konu başlığımız olmasın?
Ben acemiliğimi Manisa 8 inci Piyade Alayında yaptım. Hayatımın en zor yazlarından biriydi diyebilirim ve yine hayatımda en çok kilo kaybına uğradığım dönem.
Şu aşağıda gördüğünüz sağdan ikinci iskeletor ben oluyorum.
Ekli dosyayı görüntüle 2133
Daha sonra dağıtım yerim olan Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Havacılık Birlik Komutanlığına gittim.
İzmirden Mersin ve Taşucu üzerinden vapur ile 8 saatte Kıbrıs, (Şaka değil 8 saatte ve vapur) Yolculuk gece yapıldığı için belli ki mesai başlamadan karaya varmak istemediler.
Meslekten dolayı yırtarım, Nasılsa Elektronikçi bulamazlar benim gibi, Kademede askerlik bitiririm derken ben......
Ekli dosyayı görüntüle 2134
Kendimi Ani Müdahale Mangasında buluverdim. Bütün askerliğim eğitim, nöbet, tören mangası, inşaat, eğitim, nöbet, tören mangası, inşaat, eğitim, nöbet, tören mangası, inşaat şeklinde geçti.
''Şafak Doğan Güneş'' dediğimde 21:00/23:00 - 05:00/07:00 devriyem vardı. Askerliğim boyunca tutmadığım gitmediğim tek bir nöbetim yok. Sadece Son devriyemi Sağ olsun ''Şahin Aydemir'' vardı o almıştı da son gece ''Sivilleri çekti'' havasını ben de yaşayabilmiştim.
Arada reviri de bana kitlediler, taburun su kuyularının klorlanması ve bölük ilaçlanması dahil .
Ekli dosyayı görüntüle 2135
Tüm bunlar yetmedi, Aşağıda gördüğünüz pancar motorlu minik traktörümsü ŞEY ile üstündeki MAN kamyonların ısıtma zımbırtısından bozma ilçalama makinesi ŞEYİ ni de bana kitlemelerini bırakın bir de zimmetlediler.
Ekli dosyayı görüntüle 2136
Bu da inşaat çalışmalarımızdan birisinden. Askeri alan içerisinde Meydan Harekat Binası, Çim saha ve akla gelebilecek her türlü inşaat işinde çalıştık çok şükür.
Ekli dosyayı görüntüle 2137
Bu arada sizlere, 2 Kolordu ve 1 de Kara Kuvvetleri denetlemesi geçirdiğimi söylemişmiydim?
Ekli dosyayı görüntüle 2138
Aaaaa çok afedersiniz, arada ''Eli yüzü düzgün'' gerekçesi ile Taburda verilen yemekte garsonluk yaptığımı söylemeyi unutursam olmaz.
Piyanist Şantör kılıklı olen bendenizin yanındaki küçükhanım ''Aaaah Memediiiim'' şarkısını söyleyen Zeynep
Ekli dosyayı görüntüle 2139
Evet evet, biliyorum, bu başlıkta hepinizin içini dökeceği çok konu var fakat baştan uyarmak isterim, ''Nöbet bile tutmadım'' ''Yatarak geçirdim'' söylemlerine karşı, askere 15 ay diye gidip 18 ay kazığını da yiyip gelmiş birisi olarak çok hassasiyetim var belirteyim
Lefkoşa vakıflar çarşısı, Girne limanı, envai çeşit tütün mamülleri. ? Desinatör ney yahuuuu. ? Karmaşık bir mesaj oldu bilmeyenler için.Ekli dosyalar
Adem hocam. Amaç şu: İdari işler astsubayı o görevin başına geçerken herşeyi zimmetli alıyordu. Görevi bıraktığı zaman da her şeyi sayarak teslim ediyordu. Bizim zamanımızda zimmetindeki bir şey eksik olursa kim olursan ol, para ile alıp yerine koyuyordun.Amaç neymiş ben onu anlayamadım?
Size yemin edebilirim. Acemi birliğinde sırayla bulaşıkları yıkardık. İşimiz bitince başımızdaki yemekhane sorumlusu bize derdi ki: İşiniz bittiyse ne duruyorsunuz burada. Bulaşıkhaneye gidin. Başka bölüklerden kaşık çalın. Çatal çalın. Tabak çalın.
Zaten hırsızlık denmezdi. Yer değiştirme denirdi.
Tavuk Hastalığını iyi bilirsin o zamanKıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Akdeniz komando taburu 7. Bölük. Hatıralarımı kazıdın Adem abiiiiiiiii. ? Pisikletimiz nem sıcak ve 18 ay bitmeyen 550 gün çarpı atma kağıdı.
Nesye ki o piyango bize vumamıştı
Bu arada Akdeniz Komando çok duymuştuk ?
Haaa o meşhur laf, ''Askerde çalınma yoktur, yer değiştirm vardır''
Son altı ayımda viziteye bakmıştım yazın en sıcak döneminde yedi sekiz kişi tavuk hastalığına yakalandı koğuşta ayrıca bir yer ayırmıştık. Gece gündüz uyuyorlardı. Sivrisineklerin yoğun olduğu dönemde hep olabilen birşeydi. İşte sonrası Acun Survivor filan. ??? Kıbrıs'ın en zor tarafı sürekli denetleme hazırlığı yapmaktı eğitim atış bakım evrak tesis. Ama askerlik yapmak için değişik bir yer şartları ortamı farklı. Alevkayası Güngör ve Akdeniz komando taburları vardı. Sanırım siz bize yakın bi bölgedeydiniz. Diğer ikisi Lefkoşa sırtlarında bir kışlanın içinde Akdeniz Girneye bağlı Akdeniz köyü arazisi içinde olduğundan ismi oradan geliyordu.Tavuk Hastalığını iyi bilirsin o zaman
Nesye ki o piyango bize vumamıştı
Bu arada Akdeniz Komando çok duymuştuk ?
45 günün sonunda bize Kıbrıs çıktı çıkmaz olaydı senin 8saat dediğin gemi yolcuğunu biz12 saat yaptık ?gemi arızalandı zaten hurdaya benziyor du. O yaşıma kadar bir kaçkez Eminönü vapuruna binmişliğim var ben öyle zannediyordum öyle değil miş ?bende dahil birçoğu istifar ettik yani koku birtaraftan içimiz dışımıza çıkmış bu vaziyet te gemiden iner inmez bir yarbay elindeki kağıttan bende dahil 6 kişinin ismini okudu bizlere Leyland minibüse binin dedi koştuk kapı yok şöför sağ tarafta ? sırıtarak kapının solda olduğu nu söyledi ? neyse bindik dağların arasından geçip Teksas gibi biryere geldik ? Teksas yazdım Western filmlerinde rüzgarda yuvarlanan çalılardan orada gördüm Western filmlerinde ki gibilerdi ? birsüre sonra 28.tümen e geldiğimizi öğrendik ....arkası yarınTavuk Hastalığını iyi bilirsin o zaman
Nesye ki o piyango bize vumamıştı
Bu arada Akdeniz Komando çok duymuştuk ?
Yolmaz mıyız hocam. Ot ta yolduk. İzmarit te topladık. Acemi birliğim Aydın Çavuş Talimgah idi. Her sabah 05:30'da kalkardık. 06:00'da Aydın'dan İstanbul'a giden yolcu treninin düdüğünü duyardım. İç geçirirdim. Acemiliğim Kasım-Aralık-Ocak aylarına denk geldi. Feci soğuk olurdu. Tüfekler resmen elimize yapışırdı.
2400 metre koşup gelip nefes nefese atış yapacaktık. Bir gün önce eğitim alanından yemekhaneye yeterince yüksek sesle marş söylemeden gittiğimiz için bölük çavuşu bizi taaaa yemekhaneye kadar ördek yürüyüşünde götürdü. Ördek yürüyüşünde geri getirdi.
Askerlerin pestili çıktı. Ertesi sabah kimse 2400 metre koşamadı. Bacaklar ölmüştü. Bölük komutanı bölük çavuşunu ve diğer çavuş ve onbaşıları dövmekten beter etti. Yerin dibine soktu, çıkardı. Hem de askerin önünde.
Usta birliğimde bir asker vardı. Bizim devre. Alay komutanının köylüsü idi. Çok saftı. Kendini korumaktan acizdi. Babası alay komutanına kollaması için rica etmişti. Kimse ilişmezdi bu yüzden. Hatta silah ta vermediler. Nöbet filan tutmazdı.
Gel zaman, git zaman bu askerin hiç banyo yapmadığını farkettiler. Hiç üstünü de değiştirmezdi. Yemekhanede kocaman masada tek başına yerdi. Kimse yaklaşmazdı. Kokuyordu.
Astsubaylardan biri emir verdi. Çavuş dedi. Nasıl yaparsınız. Ne yaparsınız. Ben bilmem. Ama bu adama banyo yaptıracaksınız dedi. Tıpkı filmlerdeki gibi yaptılar. Adamı zorla banyoya götürdüler. Çeşmeye hortum taktılar. Bir tane de fırça buldular. Adamı araba yıkar gibi yıkadılar. Üzerinden çıkanları da yaktılar. Depodan yeni fanila, don, yeni asker elbisesi verdiler. Denetleme olduğunda bu asker denetlemeye çıkartılmazdı. Hasta gibi yoklamadan düşülürdü. İctimalara zaten çıkmazdı.
Hatta tezkereye giderken herkese 2 gün yol verilirdi. Bölük komutanı buna yol vermedi. Güvenemedi komutan. Postasına dedi ki: Buna yol filan vermeyin. Yol verirsek kışladan çıkar. Yolda bir araba vurur. Yol izni verdiğimiz için bizim başımız yanar. Vicdan azabı da cabası dedi.
Kışla Zonguldak-İstanbul yolu üzerinde, yola sıfırdı. Zonguldak ve Bartın tarafından gelip İstanbul, Ankara tarafına giden arabalar kışlanın önünden geçerdi.
Gel zaman, git zaman bu askerin hiç banyo yapmadığını farkettiler. Hiç üstünü de değiştirmezdi. Yemekhanede kocaman masada tek başına yerdi. Kimse yaklaşmazdı. Kokuyordu.
Astsubaylardan biri emir verdi. Çavuş dedi. Nasıl yaparsınız. Ne yaparsınız. Ben bilmem. Ama bu adama banyo yaptıracaksınız dedi. Tıpkı filmlerdeki gibi yaptılar. Adamı zorla banyoya götürdüler. Çeşmeye hortum taktılar. Bir tane de fırça buldular. Adamı araba yıkar gibi yıkadılar. Üzerinden çıkanları da yaktılar. Depodan yeni fanila, don, yeni asker elbisesi verdiler. Denetleme olduğunda bu asker denetlemeye çıkartılmazdı. Hasta gibi yoklamadan düşülürdü. İctimalara zaten çıkmazdı.
Hatta tezkereye giderken herkese 2 gün yol verilirdi. Bölük komutanı buna yol vermedi. Güvenemedi komutan. Postasına dedi ki: Buna yol filan vermeyin. Yol verirsek kışladan çıkar. Yolda bir araba vurur. Yol izni verdiğimiz için bizim başımız yanar. Vicdan azabı da cabası dedi.
Kışla Zonguldak-İstanbul yolu üzerinde, yola sıfırdı. Zonguldak ve Bartın tarafından gelip İstanbul, Ankara tarafına giden arabalar kışlanın önünden geçerdi.
Evet o denetlemeler canımıza okudu biri bitmeden diğerinin hazırlıkları başlıyordu nalet olasıcalar
Evet Girneden Kanlı Boğazı geçip Gönyeli Köyüne giderken Soldaydı bizim Tabur. Karter Havaalanı diye geçiyordu. Çesna tipi askeri uçakların iniş yapabileceği bir asfalt bir toprak pist ve 3 aprondan oluşan Helikopter pistleri vardı.
Bizim sorun olmayan tek unsurumuz suydu, o nedenle Tavuk hastalığı bizde hiç görülmemişti ancak o sivrisinekler inanılmaz bir canavar gibilerdi.
Hiç unutmam bir keresinde koğuşların sineklikleri değiştirilirken çıkan sineklikleri alıp katlayıp cebime saklamıştım. Nöbete gittiğimde miğferin altına sineklik geçirip yüzümü kapatıyordum. Sivriler iğğğnn iğğğnnnn vyyynnnn diye gelip gelip sinekliğe toslayıp kalıyorlardı
Ellerimde artık normal deri kalmamıştı gerçekten, her yer ama her yer sivrisinek ısırığı kaynaklı yara olmuştu. Sonra Türkiyeden koli istedim içerisinde o SİNKOV denen şey sayesinde kurtuldum
Ben askerliğimi eğitim birliğinde yaptım. Acemiler gelip giderdi. Bizim kışla anayol üzerinde olduğundan sürekli denetleme alarmı yaşardık. Zonguldak'ta Tugay komutanı vardı. Tuğgeneral İsmet Yediyıldız. Lakap takmışlardı adama. Yedi bela İsmet şeklinde. Subay süründüren general olarak tanınırdı. Tezkereci askere bişey demezdi ama rütbelileri çok sıkardı.
Bu adam ne zaman Zonguldak'tan Ankara'ya gidecek olsa veya geri gelecek olsa her an uğrayabilir telaşı ile subay ve astsubaylar paniklerdi.
Tezkere alınca öğrendim ki. Kendisi Karadeniz'de trafik kazasında ölmüş. Kendi kullandığı araba ile kaza yapmış.
Bu adam ne zaman Zonguldak'tan Ankara'ya gidecek olsa veya geri gelecek olsa her an uğrayabilir telaşı ile subay ve astsubaylar paniklerdi.
Tezkere alınca öğrendim ki. Kendisi Karadeniz'de trafik kazasında ölmüş. Kendi kullandığı araba ile kaza yapmış.
Vay beeee, Mekanı cennet olsun ne diyelim
Rahmetli paşa hakkında bir video. Kahramanlık videosu.Vay beeee, Mekanı cennet olsun ne diyelim
Ne böyle paşalar, ne de bu anlayış yok artık.
Osman Paşa da çok kral bir Paşaydı ancak başarısız bir siyasi girişimi oldu ne yazık ki.
Askerde ilk şokum şu davanın her detayını canlı canlı yanında dinlememdi herhald
www.bursadabugun.com
Evlilik vaadiyle kaçırdığı kızı öldürdü
İstanbul'dan Arifiye İl Ormanı'na giden 19 yaşındaki Nuriye Tabanca, tartıştığı erkek arkadaşı tarafından öldürüldü.
