Ekli dosyayı görüntüle 12918
Aklıma şu foto geldi.
Bence bu yanlış yazımların birçok sebebi var. Birkaç tanesini şöyle sıralayabiliriz.
1- Kimse dikkat etmiyor, doğrusunu bilmiyor, doğrusunu yazmıyor, bunun için bir çaba göstermiyor, umurunda da değil.
Evet bu bakış açısı çok, zaten o düzeltir, zaten o yazar, karşıma çıkarır modundalar. Diğer bir sonuç olarak da özellikle günlük konuşma ve yazma dilinde savunulan "siz sanki çok doğrusunuz" cümlesi. Yahu tamam değiliz de, ne oldu yani bunu söyleyince.
2- İnsanlar aceleci ve bir anda sonuca ulaşmak istiyor.
Evet yanlış yazınca da olduysa oldu napalım modundalar. Sonuç çıktı mı, çıktı. "O zaman niye düzeltelim ki" şeklinde düşünüyorlar. Üstteki maddeyle aynı sonuca çıkıyor.
3- Yapılan hatalar genelde basit. Bu da bilmeden yapılmış olma ihtimalini yükseltiyor.
Hatalar aslında basit şeyler birkaçı hariç. Yani telefondaki klavyeyle yazarken genellikle
źiraat mobil, zirât mobil, zirâat mobil gibi yazılışlara bakınca, tamam bilgisayar klavyesinde yazmak zor olsa da telefonda a tuşuna basılı tutunca, ya da z, i tuşlarına basılı tutunca o değişik karakterler ortaya çıkıyor. Genç nesil özellikle hızlı yazabilse de bazen parmaktan bazen telefondan kaynaklı olarak basılı tutmuş algılanabiliyor. Basılı tutma süresi de çok uzun değil, aslında bu erişilebilirlik kısmından ya da klavye ayarlarından ayarlanabiliyor. Milisaniye cinsinden ayarlanıyordu diye hatırlıyorum.
Diğer hatalara bakınca zira at dikkatimi çekti. Bunun da klavye düzeltmesi (?) olabileceğini düşünüyorum. ziraa yazınca çünkü zira şeklinde pat diye düzeltiyor sonuna da at ekleniyor olabilir. Veya ziraa yazınca zira a şeklinde ayırıyor da olabilir. Her telefonun kelime öneri kısmı değişebiliyor. Ben telefonda ilk otomatik düzeltme kısmını kapatıyorum. Bazen sinir olup sonraki kelime önerilerini hatta komple kelime öneri kısmını kapatıyorum.
Müşteri hizmetleri ya da müşteri hizmetler olayına gelince, ziraat'i hadi bir şekilde yazdın yazdırdın diyelim. Bankası da ya önerilen kelime olarak üstte çıkıyor ya da bank yazınca çıkıyordur. Müşteriyi de yazdın diyelim ki. Hizm ya da Hizmetl yazınca önerilen kelimeler kısmında "Hizmetler" çıktıysa tıklayıp geçmişlerdir. Çünkü klavyedeki öneri sistemi bazen kelimeye bireysel bazen bir önceki kelimeyle bağlantılı öneri veriyor. 3 öneriden muhtemelen hizmetler ortada, hizmetleri sağda çıkmıştır. Soldaki de bir tık daha uzak anlamlıdır. O nedenle önerilenlere tıklayıp "Ziraat bankası müşteri" kelimelerini doğru yazan/yazdıran kişiler işin %75'ini başarıyla tamamlayıp "hizmetleri" kısmında cortlayabilir.
Gelelim en ilgincine, ziraatraat bankası mıydı? bunu da klavyenin zi ya da zir yazınca hemen ziraat'i getirmesi ancak yazan kişinin yazmaya devam etmesi olarak açıklayabiliriz. "Yazan kişi kör mü kardeşim?" diye sorasım geliyor.
Ama bizim insanımız çeşit çeşit. Kendinin en iyi, her şeyi bilen olduğunu düşünenlerin sayısı oldukça fazla. Sen bu insana bir şey öğretemezsin. Algılarını kapatmıştır o insan. Konu fark etmez, en haklı odur, en doğrusunu o bilir. Muhtemelen aile içinde ona otoriter bir rol verilmiştir. Küçüklükten öyle yetişmiştir. Neyi savunduğu fark etmez en doğrusunu o bilir, onun dediği yapılmalıdır. Kendisini önemli bir birey, bulunduğu ortamın, toplumun ya da ailenin çınar ağacı olarak görür. Halbuki sadece bir çalı parçasıdır.
İkinci insan tipimiz umursamaz olan, biraz yukarıda anlattım zaten, bunları biliyorsunuzdur bahsetmeye gerek yok.
Üçüncü insan tipimiz ise gerçekten bilmeyen insan. Böyleleri de çok var hayatımızda. Öğrenme yaşını geçmiş, okumamış/okuyamamış insan tipi. Babannemin TV'de yemek programlarından görüp yazdığı yemek tariflerine bakar gülerdim küçükken. Kocaman kocaman yazılar, yanlış kelimeler, yarısı büyük yarısı küçük harfler... Domatizin kabuklarını soy, eyice karıştır, ısbana ince ince dora... gibi. Evet o zamanlar çocuk aklı bunlara güler, hepsini yanlış yazmışsın der.
Topluma da bakınca, bir evde 4 kardeş varmış en büyüğünü okula göndermişler, o en büyük kardeş diğerlerine evde okuma yazma öğretmiş ya da ilkokula göndermişler okuma yazmayı öğrenince bıraktırmışlar. En iyisi ilkokul mezunuymuş köyde gibi olaylar ülkenin hemen her yerinde yaygın. E diğer yandan şive-ağız var zaten ülkenin her yerinde. Patlıcan, balcan, palacan, badılcan... ufak ilçelerde kasabalarda herkes bu dili konuşuyor çocuklar da büyükler de. Çat pat okuma yazma bilen biri zaten duyduğunu yazar o nedenle böyle sonuçlar çıkıyor ortaya. Lahana'yı ilana diye telaffuz etmek ayıp mı? değil. Ama bu insan bunu en iyi ihtimalle lana şeklinde yazacak. Okuma yazma bile bilmeyen yaşlı değil orta yaş hatta orta yaş altı insanların da var olduğu bir toplumda yaşıyoruz. Evet elinde akıllı telefon var, okuma yazma bilmiyor tam, yaşı da öyle 70 falan değil. İlkokul terk olan sadece 5 yıl kötü şartlarda okumuş ve sadece basit cümleler okuyup birkaç karmaşık harfle yazı yazabilen, toplama çıkarmayı bile mucize olarak görenler de var. Bunlar bizim içimizde, belki yolda gördüğünüz kişiler arasında. Elimden gelse şuan sayı paylaşmak isterim ama bunu yapamıyorum.
E genciyle yaşlısıyla, bileniyle, bilmeyip öğrenmeye çalışanıyla, çok bildiğini zannedeniyle, bilmek isteyeniyle, saf ve sadece bilmeyeniyle kalabalık iç içe bir toplumuz. Ziraat yerine zirat yazılmış bence normal.
Ziraat olmuş zirat olmuş yazarken, oraya daha çok var.