Televizyon Seçerken Dikkat Edilmesi Gereken 5 Detay yazımızda bir televizyon almadan önce seçiminizi kolaylaştıracak ve günlerce süren araştırmalarınızı kısaltacak 5 ana başlıktan bahsedeceğiz.

Bu kadar çok üreticinin, bu kadar çok modelin olduğu bir tüketim ortamında yeni bir televizyon seçimine karar vermenin, hangi marka ve modeli seçeceğini belirlemenin ne kadar zor olduğunu bize gelen binlerce sorudan biliyoruz. İşte tam da bu zorluğun farkında olarak süreçlerinizi biraz hızlandırması ve bir yol haritası oluşturabilmenizi kolaylaştırabilmesi adına bu rehber yazıyı kaleme aldık. Kolay kararlara yönlendiren, keyifli bir okuma diliyorum. :)

1) Yeni Bir Televizyona Gerçekten İhtiyacınız Var mı?
Günümüzün tüketim ekonomisinde markaların tüketicileri düşündüğü pek de söylenemez. Bazı markalar sıkça çıkardığı yeni modelleri ne kadar çok insana satabilirim kaygısı güdüyor. Birbiri ardına sıraladığı modellerin bazen özelliklerini kırparak bazen de küçük birkaç detay ekleyerek özelliklerini yükselttiğini iddia edip, piyasaya sürüyor. Hatta bazı markalar alt markaları için kullanacağı ürünlere yeni kasa yapmaya bile gerek görmeyerek ana marka ürün kasasının logosunun üzerine alt markanın logosunu yapıştırıp piyasaya sürüyor.
Böyle bir ortamda öncelikle sizi yeni bir ürün almaya “itenin” ne olduğunu iyi düşünmelisiniz. Eğer televizyonunuz arızalandı, tamir edilemez bir durumda ve/veya eski bir model olduğu için daha üst bir modele geçmeyi istiyorsanız ve bunun gerçek bir ihtiyaç olduğuna karar vermişseniz bir sonraki maddeye geçebilirsiniz.
Bir önceki satırı okuduğunuz halde bir sonraki maddeye geçmediyseniz, sizden birkaç dakika düşünmenizi rica ediyorum. Bir televizyonunuz olduğu halde, şimdilik ihtiyacınızı da karşılıyor ise, tamamen pazarlama stratejilerinin kurbanı olduğunuz için yeni bir televizyon almaya yönelmiş olabilir misiniz?
Eğer bu sorgu sizi bilinçli bir karar vermeye yöneltti ise bu bilinç ile yazıyı okumayı bırakabilir ve belki de tasarruf edebilirsiniz. Tabi farklı bir bilinçli karar ile yine de bu konuda bilgi edinmeyi düşünerek okumaya devam etmeyi tercih edebilirsiniz. :)

2) Bütçenizi Belirleyin
Her satın alma kararında olduğu gibi televizyon seçiminde de bütçe çok önemli. Bu bütçe hangi segmentte ürün bakmanız gerektiğinden, kaç inç ürün alabileceğinize kadar birçok sınıflandırmayı berrak bir hale getirecektir.
Haliyle bütçeye bağlı olarak, karar vereceğiniz modellerde kullanılan parçaların kalitesi ön plana çıkmaya başlar. Bu da televizyonun ömrünü doğrudan etkiler. Bu parçalardan en önemlisi olan panelin üreticisi, COF sayısı gibi faktörler ürününüzün ömrü ile ilgili önemli fikirler vermektedir. Kaliteli panel üreticilerinden AUO, SDP, CSOT gibi markaların panellerinin kullanıldığı modeller bir adım daha öne çıkmaktadır. Elbette birçok markanın farklı segmentte üretimleri olsa da genellikle giriş ve orta segment ürünlerde Panda, HKC, CHOT, BOE gibi paneller kullanılmaktadır.
Ülkemizde o kadar çok televizyon üreticisi var ki haliyle her segmentte her bütçeye uygun ürün bulabilmek mümkün. Bütçe aralığını belirlediyseniz bir sonraki aşamaya geçiyoruz. :)

3) Boyuta Karar Verin
Bütçeden sonra en önemli kriterlerden biri televizyonun boyutudur. Televizyonu konumlandıracağınız odanın büyüklüğünden tutun da izleyeceğiniz mesafeye kadar birçok konu boyut seçiminde önemli. Tabi bir de aydınlatma teknolojisinin dezavantajlarının ve panel büyüdükçe ortaya çıkabilecek kusurların da göz ardı edilmemesi gerekiyor.
Edge LED, Direct LED gibi teknolojilerin defoları ekran büyüdükçe ortaya çıkabilir. Günümüzde Edge LED ürünlerin sayısı giderek azalmış olsa da Direct LED ürünlerde de montaj, paketleme veya taşıma sırasında oluşan sarsılmalardan ötürü görüntüde bulutlanma gibi can sıkıcı durumlar meydana gelebilir. Mini LED, Micro LED ve OLED gibi aydınlatmayı daha yenilikçi yöntemlerle yapan bu ürünlerde ise bu tarz problemler çok daha az yaşanmaktadır.
Diyelim ki odanız uygun, bütçeniz yeterli, izleme mesafeniz de en az 3-4 metre, bu durumda 55 inç modellerden başlamak iyi bir seçim olabilir. Hem üreticilerin hem de tüketicilerin şu sıralar en çok sevdiği modellerden olan 55 inç modeller, hem parça kalitesi açısından daha küçük ekranlara göre avantaj sağlıyor hem de bahsi geçen aydınlatma sorunlarından ve panel büyüdükçe ortaya çıkan kusurlardan nasibini daha az alıyor.
Tabi hem izleme mesafenizin uzamasına hem de daha büyük ekrandan konforlu bir izleme yapma isteğinize bağlı olarak ekran boyutu kademeli olarak büyüyebilir. Ancak tekrar hatırlatmak gerekir ki ekran boyutu büyüdükçe defoların oluşmasına dair riskler de artacaktır. Bu yüzden ekran büyüdükçe daha kaliteli marka ve modelleri tercih etmek isabetli olabilir.

4) Kullanım Amacınızı Netleştirin
Televizyonda kullanım amacı, seçimleri baştan sona değiştirebilir. Çünkü birden çok kullanıcı profili vardır ve her biri birbirinden farklı beklentileri barındırır. Örneğin anneme-babama alacağım, tabiri caiz ise “tıngırdasın” yeter diyenler için olabildiğince basit kullanım ve sorunsuz çalışma ön plana çıkarken, eşimle akşam oturup çay, kahve eşliğinde kaliteli bir film deneyimi yaşamak istiyoruz diyen bir kullanıcı profili için renk, ambiyans ve ses kalitesi ön plana çıkabilir. Ya da genellikle maç izlemek isteyen ve/veya oyun oynamak için de kullanacak bir profilde panelin kaç Hz olduğu; FreeSync, VRR, ALLM, oyun bazlı özel geliştirmeler gibi özelliklerin bulunup bulunmadığı da önem kazanacaktır.
Keza kullanım amacınızı netleştirdiğinizde işletim sisteminin de bu amaca hizmet etmesi önemli olacağı için seçimlerinizin kriterlerinden birini daha netleştirmiş olacaksınız. Mesela uygulama erişimi konusunda esnek olmasını istiyorsanız Android TV modelleri, uygulama erişimi yine esnek olsun ama biraz daha kişiselleştirilmiş deneyim sunsun istiyorsanız Google TV modelleri, daha stabil çalışsın ve o marka-modele özel detaylarla daha uyumlu olsun derseniz de Samsung‘un Tizen işletim sistemli modelleriyle veya LG’nin WebOS işletim sistemine sahip modelleriyle listenizi şekillendirebilirsiniz. Tabi ki Vestel TiVo OS sürümlü ürünler gibi farklı markaların bazı farklı arayüze sahip modelleri de mevcut.
Bu durumları netleştirdiğinizde artık görüntüleme ve ses teknolojileri hakkında daha fazla bilgi edinmiş ve bu modellerle haşır neşir olmaya başlamışsınız demektir. Birkaç satır sonra vereceğim örnekler her profil için net örnekler değildir. Yani her marka ve model televizyon birçok amaca uygun kullanımı karşılar. Sadece bazı detaylar önemsediğiniz konuya göre ön plana çıkmalarını sağlayabilir.
Örneğin her ne kadar eskisi kadar sıra dışı bulunmasa da aydınlatmaya ve ambiyansa önem verenler için Philips Ambilight modelleri biraz daha öne geçebilir. Oyunseverler için TCL C serisi modelleri dikkat çekebilir. Film ve diğer günlük kullanımlarda alışılmış kalite ve güveni hedefleyenler için ise Samsung ve LG modellerine biraz daha tercih sebebi olabilir. Nanocell, QLED, OLED, Mini LED gibi kavramlar da karar vermeyi kolaylaştırabilir. Bu terimlerin çoğu aydınlatma teknolojisi ile ilgili olsa da doğrudan ve dolaylı olarak sunulan rengi de ciddi oranda etkiliyorlar.
Bu yüzden televizyon almaya karar verdiğinizde bütçenizi belirleyin, boyuta karar verin ve bu televizyonu hangi amaçlarla kullanacağınızı netleştirin. Çember kullanım amacınıza yönelik özellikleri barındıran modellerle giderek daralacaktır.

5) Satış Sonrası Hizmetleri Mutlaka Hesaba Katın!
Satın alma kararını verdiniz, bütçenizi belirlediniz, boyuta karar verdiniz, kullanım amacınızı da netleştirdiniz. Kafanızda bir resim oluşmaya başlamış ve seçimleriniz birkaç marka arasında karar vermenizi zorlaştıracak aşamaya gelmiş ise satış sonrası hizmetleri hesaba katma zamanı gelmiş demektir. Hoş, bir markanın satış sonrası hizmetleri yeterli değilse bizce bu en başta elenme sebebi olmalı ancak ülkemiz koşullarında markaların temel sorunlarından biri satış sonrası hizmetler. Dolayısıyla bu konuda “olabildiğince daha iyisi” noktasından hareket etmek gerektiğini düşünüyoruz.
Satış sonrası hizmetleri mutlaka hesaba katın dememizin arkasında çok güçlü nedenler yatıyor. Bir ürün almak yaşayacağınız deneyimin sadece ilk adımıdır. Ürünü internet üzerinden satın almışsanız ürünün size teslimi, garanti şartları, kurulumu, kurulum sırasındaki servis tutumu, ürünü kullanırken ortaya çıkan sizden kaynaklanmayan durumlardaki firma yaklaşımı, sizden kaynaklı sorunlarda talep ettiğiniz hizmet karşılığında size verilen veya verilmeyen/verilemeyen hizmet gibi birçok durumda yaşayacağınız deneyim, sadece bir ürün satın almaktan çok daha fazlasına karar verdiğinizi gösterebiliyor.

Gereği Düşünüldü:
Bahsettiğim 5 detayı da okumuşsanız televizyon konusunda seçim yapmanın bu kadar uzun bir yazıyı okumak ya da uzun olduğunu görüp sayfadan çıkmak gibi zor bir karar olduğunu anlamışsınız demektir. O zor kararı vermişsiniz ki hala buradasınız. :)
Biz de zaten yazının en başında bu detayları vererek bir yol haritası oluşturmanızı kolaylaştırabilmeyi amaçladığımızı belirterek söze başlamıştık. Haliyle hap bir bilgiden ziyade size televizyon özelinde bilinçli bir satın alım kararı vermenin püf noktalarını anlattık. Bu rehberin temel felsefesi sadece televizyon seçiminde değil, diğer birçok satın alım kararınızda da etkili bir felsefedir.
Peki bunca detaydan bahsettin ama hala bir ürün seçemedik, ne yapacağız? diyorsanız eğer, biraz daha somutlaştırarak konuyu bağlayalım.

Öncelikle “anam-babam televizyonu almak istiyorum, arkada tıngırdasın ya çok da önemli değil” profiline sahipseniz, 7-15 bin TL civarlarında bir bütçenizin bulunduğu ve genellikle 43-55 inç aralığında bir model arayışınız olduğu kabul edilebilir. Bu durumda Toshiba, Regal, Daewoo, Grundig, Altus gibi Vestel ve Arçelik firmalarının alt markalarını veya Onvo, Simfer, Sunny ve bu segmentte olan daha onlarca giriş seviyesi markanın ürünlerinden birini tercih edebilirsiniz.
Ancak bu segmentte ürün alıyorsanız satış sonrası hizmetler konusunu iyi düşünmelisiniz. Çünkü bu segmentte televizyon üreticisi olmayan, yeterli bir servis yapılanması bile bulunmayan birçok marka var. Bu durumda zar atarak, firmanın varsa başka ürünleri, onların kalitesine güvenerek bir tercih yapabilirsiniz. Ya da biraz daha bildiğimiz ve servis yapılanması güçlü markalar olsun diyerek Vestel ve Arçelik gibi yerli üreticileri tercih edebilirsiniz.

Biraz daha film deneyimine önem veren bir profile sahipseniz, 15-30 bin bandında, 50-55 inç aralığında, mümkünse QLED bir model arayışına girebilirsiniz. Burada da Vestel, Arçelik-Beko, TCL gibi markalar biraz daha ön plana çıkmaya başlıyor. HDR10, Dolby Atmos gibi genel geçer özelliklere HDR10+, Dolby Vision ve Dolby Atmos gibi birkaç güzel detay da eşlik ederse bu seviye için tercih nedeni olabilir.

Bütçenizi iyileştirip daha zengin bir deneyim arzuluyorsanız “Dolby Vision, HDR10+, Dolby Atmos olmadan olur mu canım, bunlar zaten varsayılan olarak gelmeli!” dediğinizi duyar gibiyim. Biraz daha zengin deneyimleri önemsiyor, renklerin canlılığına ve sahnelerin akışkanlığına önem veriyorsanız (spor ve oyun amaçlı kullanımlar da bu segmentin içerisinde kendine yer bulur), 55-65 inç aralığında bir modelin de bu deneyime katkı sağlayacağını düşünüyorsanız ve 30-45 bin TL arası bir bütçeye de sahipseniz devreye TCL C serisi, LG QNED ve NANO modelleri, Philips PUS serisinin bazı modelleri ve Samsung DU, Q serisi giriyor.
Bu segmentte yer alan bazı ürünler Mini LED aydınlatma teknolojisine sahip iken, bazı ürünlerde ise bölgesel karartma ve Full Array Local Dimming gibi özellikler deneyimi zenginleştirmektedir. Ayrıca 120 Hz Panel, HDMI 2.1, VRR, ALLM, FreeSync Pro, Game Master gibi özellikler bu segment içerisindeki ürünlerde belirli oranda bulunabilecek özellikler. Bu özelliklerin tercihlerinizi şekillendirmesi mümkün.

Son bir senaryo ile konuyu sonlandıralım çünkü verilebilecek birçok örnek olsa da temelde bunu giriş, orta ve üst segmentin beklentilerine göre sınıflandırmak en doğrusu olur diye düşünüyorum.

Yine 55 inçten başlayan ama bu sefer üst sınırı olmayan bir ekran büyüklüğü beklentisi olduğunu varsayalım. Haliyle bu aralıkta bütçe sorunu da bulunmuyor denebilir. 120-144 Hz Panel, HDMI 2.1, Micro Dimming, Full Array Local Dimming, Mini LED, OLED, Micro LED gibi teknolojilerin bir kısmı artık varsayılan haline gelmiştir. Dolby Vision IQ, Quantum HDR, HDR10+ Adaptive, IMAX Enhanced, AMD FreeSync Premium Pro; Dolby Atmos‘un yanında DTS Virtual X, Onkyo, 2.1 ses sistemi ve 2.2 ses sistemi gibi daha üst seviye özellikler de bu deneyimi olabildiğince zenginleştirmektedir.
Bu segment için marka ve model vermeye pek gerek yok zira Samsung, LG, Philips, TCL‘in üst seviye modelleri arasından tercihinizi yapabilirsiniz. Samsung kalite ve deneyim konusunda biraz ön plana çıkarken TCL fiyat/performans konusunda biraz daha ön plana çıkmakta. LG ve Philips ürünlerine mühendislik olarak sözümüz olmasa da Türkiye’deki satış sonrası hizmetler politikaları konusunda sorunlar yaşandığı tüketiciler tarafından sıkça raporlanmakta. Her markanın satış sonrası hizmetlerle ilgili belli başlı sorunları olduğu göz önünde bulundurulduğunda bu konudaki kararı size bırakıyoruz.
Umuyoruz ki bu yazıyla başta tüketim kararlarınızı daha bilinçli hale getirmenize, ardından da televizyon seçiminizi daha kolay yapmanıza katkı sağlayabilmişizdir. Ben hala karar veremedim, bana daha net bir marka-model önerisi yapın derseniz bunun için forumumuza üye olarak forumumuzda yer alan Soru-Cevap bölümüne bir konu açabilirsiniz.
İlginizi çekebilir: Televizyon Kullanıcı Profili Nasıl Belirlenir?
İlginizi çekebilir: Google TV ve Android TV Arasındaki Fark – Google Tv Nedir?
Hangi Televizyonu Almalıyım?
Hangi televizyonu almalıyım sorusunun cevabını bulabilmek için yazımızı baştan sona okumanızı tavsiye ediyoruz.
En İyi Televizyon Hangisi?
En iyi televizyon hangisi sorusunun cevabı birçok değişkene bağlı. Bu durum bütçe ve beklentilere göre değişiklik gösterecektir. Bu konunun cevabını bulabilmek adına yazımızı okuyabilirsiniz.
Tv plus için hangi tv ?
Tv plus pro için hangi tv ?